Ünye İlçe Müftülüğü din görevlilerine yönelik "İkamet, İmamet ve Kıraatte Yaygın Hatalar" konulu seminer gerçekleştirdi.

Ünye İlçe Müftülüğü tarafından din görevlilerine yönelik "İkamet, İmamet ve Kıraatte Yaygın Hatalar" konulu seminer gerçekleştirildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Davut Kaya’nın katılımı ile Müftülük Toplantı Salonu’nda gerçekleşen seminerin açılış konuşmasını yapan İlçe Müftüsü Hüseyin Okuş; ''Bugün kıymetli hocamızdan İmamette, mihrapta minberde açıkça yapılan hataların düzeltilmesi noktasında istifade edeceğiz. Kendimizi yenilemediğimiz takdirde bazen doğru zannettiklerimiz yanlış olabiliyor. İnşallah istifade edeceğiz. Rabbim istifade edenlerden eylesin. Kur'an yolunda, kur'an-ı yaşayarak iyi bir müslüman olmayı dolaysıyla görevlilerimizde de Kur'an-ı Kerimi güzel okuyarak insanlara örnek olmayı bizlere nasip eylesin''dedi.

Seminerde konuşan Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Davut Kaya, "Din görevlisi tabiri bana ağır geliyor. Din gönüllülüğü tabirini din görevlilerine hassetmek daha uygun olur. Bizler hem din gönüllüsü hem de din görevlisiyiz. Allah'a şükürler olsun ki gönüllüğümüz ile böyle bir görevi üstlenmişiz. Bu hizmeti yerine getirirken öncelikle içten, gönüllü, samimi, aldığımız vazifeyi hakkıyla icra etmek durumundayız. Yaptığımız vazife çok kutsal ve çok önemli. Herkese nasip olmayacak kadar değerli ve şerefli bir hizmet. O kadar ki, hizmetimizin her anı ibadet kapsamında. Okuduğumuz ezan normal bir duyuru değil. Dağlara taşlara, canlı ve cansız bütün varlıklara Allah’ın varlığını ve birliğini, Peygamberin onun kulu ve elçisi olduğunu ilan eden bir nitelik taşıyor. " dedi.

Ezanın namaza davetin, mabede davetin, kurtuluşa sebep olduğunu ifade eden Kaya, "Ezanı ibadet şuuruyla, ibadet anlayışıyla okumalı, namaz kıldırırken Peygamber makamında olduğumuzu O'nun bu hizmeti yerine getirdiğini ve bugün O'na varis olduğumuzu unutmamalıyız." diye konuştu.

Kaya, "Namaz kıldırmak, ezan ve Kur'an okumak gibi yaptığımız hizmetin, her aşamasında Allah bilinci, ibadet şuuru bizim mutlak hedefimiz olmalıdır. İbadet şuuru bizde olduğu sürece yaptığımız hizmetin sadece yerine getirilmesi değil bize kazanımını da elbette unutmamalıyız. Lafza sadakat manaya itaat esastır. Düzgün okumak emek istiyor. Gerekirse alışkanlıklardan feragat, makamdan fedakarlık istiyor. Dinleyici tarafından tahammül edilebilir bir okuyuş olmalı. Ezan da kuran da ikamet de şov malzemesi değildir. Mihrabı, mikrofonu, minberi,kürsüyü sahne olmaktan çıkaralım. Vazifemizi ne kadar içten ve samimi yaparsak cemaat bize o kadar bağlanır. Yaptığımız işin ve hizmetin bütün aşamalarına ibadet niyetini koyalım. Samimi olursak işimiz müessir olur. Kuranın kendisi tesirlidir. Samimi ve düzgün okuyuş karşı tarafa tesir eder. Önde olacak olan Kur'an olmalıdır. Ses, makam, nefes olmamalıdır. Kuranı kerim sese malzeme edilmez. Ses Kuran'a malzeme edilir. Tek nefeste fatiha okumanın artı bir fazileti yoktur" şeklinde konuştu.