Siyaset, bilgi, ehliyet ve yetenek olduğu kadar tecrübe ve birikimleriyle yakın Türkiye tarihinin önemli isimlerinden biri olan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in belgeseli hazırlandı. 

Yeni Şafak Gazetesi tarafından hazırlanan belgeselde Başkan Güler, 50 yılı aşkın bürokrat, teknokrat, siyasetçi ve yöneticilik alanında yaşadıklarını anlatıyor. Belgesel, Başkan Güler’in anlatımlarıyla geçmişte Türkiye’nin buhranlı yıllarına, siyasetin çalkantılı günlerine, AK Parti’nin kuruluş aşamasına ışık tuttuğu kadar, değişim reform süreçlerini, özellikle enerji alanında Türkiye’nin geldiği noktayı özetleyen bir kayıt özelliğini taşıyor.

ENERJİ REFORMU TÜRKİYE’Yİ DEĞİŞTİRDİ

Başkan Güler, belgeseldeki açıklamalarıyla bir dönemi özetliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını görevine geldiğinde hızlı bir reform hareketlerine girdiklerini anlatan Başkan Güler, o günlerde ilk yaptığı çalışmaları şöyle özetledi:

“Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, Tabii Kaynaklar ve Enerji Bakanlığına çevirdim. Tersten gittim. Çünkü su akar Türk bakar diyorlardı. Bu söz beni üzüyordu.  Diğer taraftan rüzgâr boşa esiyordu. Güneşten yararlanamıyorduk. Sadece su ısıtmada kullanıyorduk. Daha sonra biz yenilenebilir Enerji Yasasını çıkarttık. Jeotermal yasasını çıkarttık. Petrol Yasasını çıkarttık. Maden Yasasını çıkartarak bir temel oluşturduk. Bu çalışma ile liberalleşme noktasında önemli çalışmamız oldu. EPDK’nın oluşmasını sağladık. Petrol boru hatları. Bakü-Tiflis boru hattı. Şah deniz projeleri, yer altı depoları, petrol aramalar ve Akçakoca da ilk siftahı yapışımız. Bunlar hep bir bütün halde o dönemde oldu. Hazar Petrollerini Türkiye’ye akışını sağladık. Yine bu bağlamda Kıbrıs Türk Cumhuriyetine su götürme projesi hayata geçirdik. Ayrıca bu dönemde 170 adet baraj yapımına imza attık. Kendimizi ülkemize adadık. Gece-gündüz demeden hizmet ettik”

“BEN SINIRLARI SONUNA KADAR ZORLARIM”

Dünyada enerji alanının apayrı bir dünya olduğunu vurgulayan Başkan Güler, şöyle devam etti: 

“Ben tanımlanmış görevlerimin sınırlarını sonuna kadar zorlarım. Çalıştığım her yere farklı bir boyut ve enerji katarım. Uluslararası camiada enerji dünyası apayrı bir dünyadır. Baktığınız zaman Dünya’daki bütün gelişmeler hep enerji üzerine olmuştur. Bizde burada sadece takip eden değil tam tersine oyun kurucu olarak rolümüzü aldık. Bu bağlamda Enerji konusu son derece önemlidir. Enerjiye önem verdiğimiz zaman diğer yandan da gıda ve suyu asla ihmal etmemiz lazım. Uluslararası ilişkilerde, adaletin çok olmadığını görüyoruz. Kuralları güçlü olanlar koyuyor. Onun için bizim çok güçlü olmamız lazım. Bunun içinde kendi kendine yeten bir ülke ve kent olmamız gerekiyor”

“ÜRETİM AĞIRLIKLI BİR YEREL YÖNETİM: “ORDU KALKINMA MODELİ”

Bakanlık döneminde uyguladığı politikaları Ordu’da ‘Ordu modeli’ olarak uygulamaya koyduğunu kaydeden Güler, şöyle devam etti:

“Bunu şu anda Ordu’da bir kalkınma modeli olarak uyguluyorum. Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurduğumuz, Yazılım, Tarım, Teknoloji, Enerji, Turizm ve kentsel dönüşüm şirketleri aynı zamanda başka yerde uygulanabilecek özellikte şirketlerdir. Burada klasik bir belediyeciliğin dışında üretim ağırlıklı bir Ordu modelini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Proje liderlerini yetiştirdik. Yapacağımız projeleri bu proje liderlerine zimmetledik. Onlar bu projeleri yürütüyorlar. Bu uygulamayı İstanbul’da da yapmıştık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde bizde görev aldık. Bu dönemde de 3 unsura büyük önem verdik. Para yönetimi, İnsan Yönetimi ve Kaynak Yönetimi konularına büyük önem verdik. Aslında bu 3 önemli unsuru yaparsanız her yerde başarılı olabilirsiniz. Ben aynı uygulamayı Ordu’da gerçekleştiriyorum. Aynı şekilde başka bir yerde de olsa bu uygulamayı yapmamız mümkündür”

“HEP BİR DEVLET ADAMI OLARAK HİZMET ETTİM”

Her şeyin temeli bu 3 unsuru yönetmekten geçiyor. Gerçekten de ülkeme hep bir devlet adamı olarak hizmet etmeyi düşündüm. Ama ne olacağın değil de daha çok genel hali ile hep bir G gününe hazırlık şeklinde çalışmalarımızı yaptık. Ona göre de çalışmalarımızı düzenledik. Hedeflerimizi ona göre seçtik. Allah’ta bize nasip etti”