Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 16:02 Erkılınç: Kurumumuz resmî ilan hakedişlerinin garantörüdür
- 16:01 HALK EKMEK FABRİKASI AÇILIYOR
- 15:29 ÜRETİCİLERE GEBE DÜVE DAĞITILDI
- 13:44 BAŞKAN GÜLER’DEN GÜRGENTEPE VE GÖLKÖY’E ÇIKARMA
- 13:25 ORDU’DA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ OPERASYONU
- 13:25 DİKKAT: KIŞ LASTİĞİ UYGULAMASI
- 13:13 OKULLARIN YOLU ASFALTLA BULUŞTU
- 13:14 YILMAZ: BÜTÇE YENİDEN REVİZE EDİLMELİ!
- 13:04 MAVİ KUMBARALAR HER YERDE
- 12:57 SANCAKTAROĞLU: İHALELERDE COĞRAFİ KOŞULLAR GÖZ ÖNÜNDE TUTULSUN!
- 12:54 1 MİLYON MÜKELLEF E-DEFTER SİSTEMİNE DÂHİL OLUYOR
- 12:43 HİNDİSTAN, TÜRK FINDIĞINI SEVDİ
- 12:44 BAŞKAN GÜLER’İ DUYGULANDIRAN FOTOĞRAF
- 12:35 ORTA KORİDOR İKLİM DOSTU OLACAK
- 12:11 KARŞIYA CAMİİ VE ÖRNEK CUMA SABAHI BULUŞMASI
“PEYGAMBERİMİZ, İMAN VE İSTİKAMETTİR”
Mevlid-i Nebi haftası etkinlikleri kapsamında Ünye Müftülüğü organizasyonunda ''Peygamberimiz İman ve İstikamet'' konulu konferans Ünye Müftülüğü konferans salonunda gerçekleştirildi.
Konferansa Ünye Kaymakamı Ayhan Işık, Ünye Belediye Başkan Yardımcısı Orhan Gürel, Fatsa İlçe Müftüsü Aziz Bul, Ünye Müftülüğü Personeli, Mahalle Camilerinin görevlileri, Kur'an kursu öğreticiler basın mensupları ve vatandaşlar katıldı.
İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan program, Garaj Camii İmam Hatibi Serdar Yıldız'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.
Programın açış konuşmasını yapan Ünye İlçe Müüftüsü Hüseyin Okuş, “Mevlid-i Nebi haftası boyunca Peygamberimizi konuşuyor, O’ndan söz ediyoruz. Büyüklerimiz diyor ya, “Muhabbetten oldu Muhammed hâsıl, Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl.” Bir sohbette O’nun ismi anılmadan, O’na Selatü Selam getirmeden, O zikredilmeden o merasim sona ererse, o muhabbet ortamının bir anlamı yoktur. Efendimiz Aleyhissalatu vesselamın Dünya’ya teşrifleri münasebetiyle İlçe Müftülüğü olarak birçok program hazırlandı. Ziyaretlerimiz oldu. Kandilimiz tüm camilerde karşılandı. Bugün de burada hocalarımızın ve Faruk Bey’in teşrifleriyle Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu vesselam’dan söz etmeye, O’nu anlatmaya, O’nun ahlakını, hidayetini, adaletini anlamaya ve yaşamaya çalışacağız. Başkanlığımız bu yıl hafta temasını Hz. Peygamber İman ve İstikamet olarak seçti. İstikametimizin doğru olduğunu anlamak için Peygamberimizin görevi olan ve bizim de onun varisi olduğumuz bu görevi acaba ne kadar yapabiliyoruz? Ey Nebi seni bir şahit bir müjdeci bir uyarıcı davet edici ve aydınlatıcı olarak gönderdik diyor Cenab-ı Allah. Peygamberimizi bize şahit, bizleri de birbirimize şahit gönderdi. Görevlerimizi, kulluğumuzu, insanlığımızı ne kadar yaptığımıza şahidiz. Hutbelerden vaazlardan ayetlerden, Kur'an'dan ve hadislerden anlatırken müjdeliyoruz iyilik yapanları ihsanda bulunanları. Peygamberimiz uyarıyor dalalete düşenleri, yanlışa düşenleri, aynı zamanda davet ediyor emri bil maruf ve aynı münker yapıyor ve bütün bunlarla beraber etrafını aydınlatıyor. İşte biz din görevlileri de bu görevleri yaptığımız zaman istikamet üzerine ilerleriz. Peygamberimiz insanın kalbi istikamet samimiyet üzerine olmadan, imanı istikamet üzere olamaz buyuruyor. Kalbi istikamet üzere olmadan, dili istikamet üzere olmadan kalbi de istikamet üzere olmaz. Yine bir büyüğümüzün ifadesi ile, insanın istikamet üzere olmasının gönlündeki kalbindeki karşılığı ihsan şuuru ile yaşamasıdır. Bu vesile ile mevlid-i Nebi haftamızın, camiler ve din görevliler haftamızın hayırlı olmasını, bereketli olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum. Görevlerimize daha çok sarılarak, mesuliyetimizi daha çok anlayarak birbirimize şahit olacağımız, birbirimizi uyaracağımız emri bil maruf ve nehye anil münker ile görevli olduğumuzu bilerek, bir din görevlisi olarak etrafımızdakileri aydınlatıcı olarak, istikametimizi Allah'ın yolundan ayırmayalım. Hepinize teşekkür ediyorum saygılar sunuyorum''dedi.
Konferansa katılarak haftanın anlam ve önemine dair konuşmasında Diyanet İşleri Başkanlık Vaizi Faruk Turhan; “Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası geçtiğimiz yıl ve bu yıl Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzce ikisi bir arada kutlanmaktadır. Anlam, mana, toplumsal bütünlük açısından bütünlük arz eden iki hafta olması ve zamansal yakınlık nedeniyle birlikte kutlanmaktadır. Bizler bu haftada Peygamber Efendimizi anmaya, andıktan sonra anlamaya, anladıktan sonra yaşamaya, yaşadıktan sonra da yaşatmaya dair bir ahdimiz ve gayretimizin ifadesi olarak bu haftayı kutluyoruz. Haftamız mübarek olsun. Bu haftamız Peygamber Efendimizin sünnetini yaşamaya, siretini öğrenmeye ve hayatımıza aktarmaya vesile olsun. Sözlerimin başında Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof. Doktor Ali Erbaş hocamızın selam ve tebriklerini arkasından da Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz Doktor Şaban Kondi hocamızın selam ve tebriklerini sizlere iletiyorum. Her sene Başkanlığımız bu haftaları belirli bir tema çerçevesinde kutluyor. Bu tema belirlenirken toplumun ihtiyaç duyduğu, unutulan, unutturulan bazı değerler üzerinden topluma Hz.Peygamber Efendimizin hayatından mesajlar vermeyi hedefliyoruz. Bu sene de “Peygamberimiz, İman ve İstikamettir.
Yolunu kaybetmiş bir dünyada bizler de üstadın ifadesi ile ''Durun Ey kalabalıklar bu sokak çıkmaz sokak'' feryadı ile topluma yeniden iman üzere bir istikametin gerekliliğini hatırlatmak için bu konu üzerinde duruyoruz. Peygamberimiz bizim hayat rehberimiz. Yine üstadın ifadesi ile ''Önderim liderim Peygamberim, sana uymayan ölçü hayat olsa teperim'' diye devam eden şiirinde Efendimiz bizim her şeyimiz. Bugün burada ve 1989 yılından beri bu haftalarda Peygamber Efendimize inanmanın imanımızın gereği olarak anmaya çalışıyoruz ve bizim bu hayattan ahiret yolculuğumuza doğru yürüyeceğimiz bu kısa ömür hayatında bizim için en güzel örneklik, en güzel rehberlik peygamber efendimizdir. Onun sevgisi ki evlatlarımızın adı Muhammed olmuştur, Mehmet olmuştur ve onun sevgisinden dolayıdır ki kızlarımızın adı Ayşe olmuştur, Fatma olmuştur, Hatice olmuştur. Cumhuriyet Dönemi şairlerimizden biri Anadolu topraklarından birine gidiyor ve orada toplumumu gözlemliyor. Bir teyzemizin kızlarının adı Ayşegül, Fatmagül, Songül, Şengül dikkatini çekiyor şairimizin. Yaşlı teyzeye diyor ki, sizin buralar kurak topraklar galiba, siz hep bu kuraklığın verdiği özlemle kız evlatlarınızın isimlerini Gül isimleri koyuyorsunuz deyince, evladım diyor hayır öyle değil. Bizim kültürümüzde Gül Peygamber Efendimizi ifade eder. Biz o onun özlemini sevgisini evlatlarımıza vererek bu sevginin tezahürünü gösteriyoruz. Bizler Peygamber Efendimizi seviyoruz ama bu sevginin bir bedeli var. Hayata yansıyan bir boyutu var. Kuru sözden ibaret değildir. Çünkü Hazreti Peygamber Efendimizi sevmek bir hissiyatın bir heyecanın gereği değil, bizim imanımızın gereği olan bir sevgi. Sahabe efendilerimizden biri diyor ki; Ey Allah'ın resulü Ben seni gerçekten çok seviyorum. Peygamber Efendimiz diyor ki, sen ne dediğinin farkında mısın? Şaşırıyor tabi Sahabe efendimiz. Peygamber Efendimiz, beni sevmek, gün gelecek dağlardan yıkılan kayaların içinden süzülen suların nasıl akın akın geldiği gibi, beni seven insanların üzerine de belalar öyle gelecek. Sevmenin bir bedeli var. Sevginin bir bedeli var. Bu bedel Peygamber Efendimiz gibi bir hayatı yaşamaya aday olmaktır. Sevmek sevdiği gibi yaşamaktır. Sevmek sevdiğinin yolunda olmaktır. İşte bizlerde bu sene ki temamızda bir iman ve istikamet timsali olan Hz. Peygamber Efendimizin hayatını bu mesajlarla anlamak zorundayız. Evet iman şu an insanların ve nesillerin inanç sorunları ile boğuştuğu bir zamanda ''İman elinde kor ateşi tutmak gibidir'' efendimizin ifadesiyle. Ey iman edenler! Yeniden iman edin. İmanınınızda sebat gösterin emrini yeniden tefekkür edip gündeme almaktır.
Deizmin ve farklı farklı düşüncelerin gençlerimizin beyinlerinde inanca dair soruların ve sorunların olduğu bir zamanda, bizler de Müminler olarak inanç dünyamızda imanımızı yeniden gözden geçireceğiz. Ve bu iman bizi hayatımızda yeniden istikamet üzere Allah'a iman ettim de ve istikamet üzere ol. Başka bir yol aramaya gerek var mı? İstikametin rotası cennettir ve bu yolculukta Kur'an ve Sünnet bizim yol kılavuzumuzdur. Din olmadan bir istikamet din olmadan bir mutluluk olur mu? Olmaz. Hayatın anlamını, manasını ifade eden gerçeklik ancak İslam'ın çizdiği gerçektir. Bu mesajlarla bizler yeniden bu hafta vesilesiyle öncelikli olarak kendisi nefsimizden başlamak üzere benim hayatımda Peygamberim nerede? İmanın ne durumda? Ve istikamet üzere bir hayat mı yaşıyorum, yaşamıyor muyum bunları gözden geçirmek zorundayız. Ve buradan diyorum ki; İstikametin 5 tane alanı vardır. Birincisi bireysel istikamet. İmanda ibadette ve ahlakta istikamet sahibi olmak. İkincisi ailede istikamet. Sevgi ve merhametin olduğu aile istikamet üzeredir. Toplumsal istikamet. Güvenin, adalet duygusunun olduğu bir toplum istikamet üzeredir. Yönetimde istikamet. Nedir bu? Emanette ehliyet ve liyakat, yönetimde adalet devletin istikamedidir. Ve son olarak küresel istikamet diye bir başlık açıyoruz. Zulmün sömürünün, kanın ve savaşın olmadığı bir dünya istikamet üzere bir dünyadır. Bütün bunları sorgulamak zorundayız. Bu haftanın önemine değinerek Peygamber Efendimiz diyor ki, İmam kefildir ve toplumun sigortasıdır. Müezzinler kendilerine güvenilen insanlardır. Üzerimizde Peygamberimizin görevi gibi ağır bir sorumluluk bulunmaktadır. Bizler İslamı temsil makamındayız. Bunun sorumluluğunu hissederek imanımızla istikametimizle topluma örnek ve önder olmak zorundayız'' diyerek katılımcılara teşekkür etti.
Program plaket takdimi ile sona erdi.