Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 16:02 Erkılınç: Kurumumuz resmî ilan hakedişlerinin garantörüdür
- 16:01 HALK EKMEK FABRİKASI AÇILIYOR
- 15:29 ÜRETİCİLERE GEBE DÜVE DAĞITILDI
- 13:44 BAŞKAN GÜLER’DEN GÜRGENTEPE VE GÖLKÖY’E ÇIKARMA
- 13:25 ORDU’DA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ OPERASYONU
- 13:25 DİKKAT: KIŞ LASTİĞİ UYGULAMASI
- 13:13 OKULLARIN YOLU ASFALTLA BULUŞTU
- 13:14 YILMAZ: BÜTÇE YENİDEN REVİZE EDİLMELİ!
- 13:04 MAVİ KUMBARALAR HER YERDE
- 12:57 SANCAKTAROĞLU: İHALELERDE COĞRAFİ KOŞULLAR GÖZ ÖNÜNDE TUTULSUN!
- 12:54 1 MİLYON MÜKELLEF E-DEFTER SİSTEMİNE DÂHİL OLUYOR
- 12:43 HİNDİSTAN, TÜRK FINDIĞINI SEVDİ
- 12:44 BAŞKAN GÜLER’İ DUYGULANDIRAN FOTOĞRAF
- 12:35 ORTA KORİDOR İKLİM DOSTU OLACAK
- 12:11 KARŞIYA CAMİİ VE ÖRNEK CUMA SABAHI BULUŞMASI
ŞEYHOĞLU: 100 BİN ATAMA İSTİYORUZ!
Türk Eğitim-Sen Ordu Şubesi Başkanı Metin Şeyhoğlu, 2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılının başlaması dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında Cumhuriyetin 100. Yılında 100 bin atama beklediklerini söyledi.
Başkan Şeyhoğlu, yaptığı açıklamada; “2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılı başlıyor. Öncelikle öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize başarılı bir eğitim-öğretim yılı diliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılında 100 bin atama istiyoruz!” dedi.
Şeyhoğlu; “Okullarımızda ders zili yine sorunlarla çalıyor. Bu sorunların başında öğretmen yetersizliği geliyor. Bilindiği gibi 1 Eylül tarihi itibariyle 45 bin öğretmenimiz göreve başladı. Ancak bu atama da, var olan ihtiyacı karşılamıyor. Şöyle ki; sendikamızın geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında yaptığı ücretli öğretmen araştırmasına göre 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 76 bin 485, norm kadro açığı ise 75 ilde 83 bin 547’dir.Yani ücretli öğretmen sayısı norm kadro ihtiyacını dahi karşılamamıştır.
Üstelik ücretli öğretmenlerin 5 bin 503’ü pedagojik formasyona dahi sahip olmayan ön lisans mezunlarından oluşmaktadır. Ücretli öğretmenler ders başına ücret alırken, bu arkadaşlarımızın sigortası yatmamakta, diğer öğretmenlerimizin sahip olduğu haklardan faydalanamamaktadır. Adeta modern bir kölelik düzenini anımsatan bu uygulama ile öğretmen açığı giderilmeye çalışılırken, bu uygulamanın eğitime kaybettirdikleri ise hiç göz önüne alınmamaktadır.
Dolayısıyla öğretmen açığının ücretli öğretmenler ile giderilmesini istemiyoruz. Deprem bölgesindeki ihtiyaç ve 80 bine yakın ücretli öğretmen görevlendirmesi göz önüne alınarak, Cumhuriyetimizin 100. Yılında tam 100 bin atama müjdesi bekliyoruz. Hepimiz hemfikiriz ki, Cumhuriyetimizin 100. Yılına 100 bin atama çok yakışacak.
Şunu da belirtelim ki; öğretmen atamalarında “adil dağılım” da çok önemlidir. Bazı branşlarda kontenjan sayısı çok yetersiz olduğu için KPSS’den yüksek puan alan öğretmenlerimiz atanma imkânı bulamamaktadır. Bu nedenle atama sayısının artırılması ve bu yapılırken kontenjanların adaletli şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca öğretmen atamaları sadece kadrolu yapılmalı, ücretli öğretmenlik uygulaması ve sözleşmeli öğretmen ataması tedavülden kaldırılmalıdır” diye konuştu.
Öğretmenlik Meslek Kanununa da dikkat çeken Şeyhoğlu; “Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili düzenlemeler Yüksek Mahkeme’nin iptal ettiği hükümler dikkate alınarak, öğretmenlerin beklentileri doğrultusunda yapılsın.
Türk Eğitim-Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili görüşlerimizi Anayasa Mahkemesi’nde dile getirmiştik. Yüksek Mahkeme de sendikaların görüşlerini dinlemesinin ardından kanunda yer alan bazı hükümlerin iptaline karar vermişti. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını kanunun zenginleştirilmesi açısından fırsat olarak gördüğümüzü bildirmiştik. Okulların açılma arifesinde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kanunda yapılacak düzenlemelerin öğretmenlerin taleplerini alarak şekillendirileceğini, yasal düzenleme gerekiyorsa bu yönde adım atacaklarını açıkladı. Tekin’in açıklamaları bu sürecin çok uzamayacağı, kanunun sahipsiz kalmayacağını ortaya koymaktadır.
Bu noktada; TBMM açıldığında, zaman kaybetmeden gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz. Umuyoruz ki kanun, adına yakışır şekilde zenginleştirilir ve öğretmenlerimizin beklentileri karşılanır. Kanunla ilgili temel taleplerimiz bakidir: Yeni kanun adına yakışır bir şekilde öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri kahır ekseriyetle ihtiva etmelidir.
Sınav kaldırılmalı; 5 yılını dolduran öğretmenlerimiz uzman, 10 yılını dolduran öğretmenlerimiz başöğretmen unvanı almalıdır. Yönetici atamalarında mülakat kaldırılmalı, tüm atamalarda sadece yazılı sınav puanı esas alınmalıdır.
Elverişsiz bölgelerde görev yapmayı teşvik etmek amacıyla Zorunlu Hizmet Tazminatı getirilmelidir. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçmek amacıyla caydırıcı ve önleyici müeyyideler getirilmelidir. Aile bütünlüğünün korunması için il içi ve il dışı mazeret tayin talepleri karşılanmalı, il/ilçe emri uygulaması getirilmelidir” şeklinde konuştu.
Mülakat eğitimin tüm aşamalarından kaldırılması ve MEB’in bütçesinin artırılmasına da vurgu yapan Şeyhoğlu; “TDK’ya göre mülakat, “Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme”dir. Yönetici atamalarında bu usulün kullanılması hak eden, bilgisi ve birikimiyle fark yaratan; yazılı sınava girerek, başarılı olan öğretmenlerimizi rencide etmektir. Proje okullarına da öğretmen ve okul yöneticileri herhangi bir kriter olmadan görevlendirilmektedir. Türkiye artık bu uygulamalara izin vermemelidir.
Makamlara iş bilen yöneticilerin getirilmesi, bu şekilde okul ve kurumların adil, objektif, verim ve kalite sağlanacak şekilde yönetilmesi eğitimimizin geleceği noktasında büyük öneme sahiptir. Bu minvalde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın mülakatın kaldırılacağına dair sözleri yerine getirilmeli, mülakat kamunun tüm alanlarından çıkarılmalı, sadece yazılı sınav dikkate alınmalıdır. Proje okullarına yönetici atamaları da MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmalıdır.
MEB bütçesi artırılmalıdır.
MEB bütçesinin giderek eridiğini de görmekteyiz. Şöyle ki; MEB bütçesinin GSHY’ya oranı 2018 yılında yüzde 2,69, 2019 yılında yüzde 2,56 iken, 2022 yılında yüzde 2.40, 2023 yılında yüzde 2,33’tür. MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçeye oranı ise 2018 yılında yüzde 12,13, 2019 yılında yüzde 11,84 iken, 2022 yılında yüzde 10,79, 2023 yılında yüzde 9,74’tür. MEB bütçesinden yatırıma ayrılan pay da 2018 yılında yüzde 8,36, 2019 yılında yüzde 4,88, 2020 yılında yüzde 4,65, 2021 yılında yüzde 7,69, 2022 yılında da yüzde 8,06’dır.
Bu noktada şayet Türkiye yüzyılına yakışır, dünya ülkeleri ile rekabet edebilecek, donanımlı bireyler yetiştirecek bir eğitim hedefliyorsak yapılması gereken, hem merkezi bütçeden eğitime hem de MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan payın artırılmasıdır. Eğitim tasarruf edilecek bir alan değildir” ifadelerini kullandı.