Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 14:44 EKİPLER HAZIR!
- 14:32 “ÖĞRETMENLERİMİZ BAŞIMIZIN TACI”
- 13:54 FATSA HATİPLİ’DE YOL SEVİNCİ
- 13:55 ORDU, KIŞ ÇİÇEKLERİ İLE SÜSLENİYOR
- 12:50 ALTINFINDIK , VALİ EROL’U AĞIRLADI
- 12:28 NİZAMETTİN MAHALLESİ’NİN GELECEK 5 YILI PLANLANDI
- 12:26 ÖĞRETMENLERDEN VALİ EROL’ A ZİYARET
- 12:22 “ÖĞRETMENLİK EN KUTSAL MESLEKTİR”
- 12:18 “YASA DIŞI TÜTÜNÜN VERGİ KAYBI 100 MİLYAR LİRA”
- 12:13 MOTORLU KARA TAŞITLARI, EKİM AYI İSTATİSTİKLERİ AÇIKLANDI
- 11:59 GÜVENLİ DOĞAL GAZ KULLANIMI İÇİN BUNLARA DİKKAT!
- 11:36 ŞEYHOĞLU’NDAN, “ÖĞRETMENLERİN HAL-İ PÜR MEALİ”
- 11:02 KOKARCA İLE MÜCADELE HIZ KAZANDI
- 11:02 “ÖĞRETMEN AKADEMİSİ” PROJESİ HAYATA GEÇİRİLDİ
- 10:33 ORDU’DA AVCI DÜDÜK ÇALACAK
YILMAZ: HAKKANİYETLİ KARARLAR BEKLİYORUZ
Türkiye Kamu-Sen Ordu İl Başkanı Hasan Ali Yılmaz, 7. Dönem toplu sözleşmesinin tüm kamu görevlileri ve emeklilere hayırlı olmasını diledi ve hakkaniyetli kararların alınmasını beklediklerini ifade etti.
Başkan Yılmaz, yaptığı açıklamada; “Müzakerelerin ilk gününde konfederasyon ve sendikalar memur ve emeklilerin 2024-2025 yıllarına ilişkin maaş ve özlük haklarına yönelik taleplerini dile getirdi. Bundan sonraki süreç teknik heyetlerin 14 Ağustos'a kadar çalışmalarını sürdürmesi, 14 Ağustos'ta yapılacak genel görüşmede kamu tarafının teklifini sunması, 17 Ağustos'ta teklifin ve teknik heyetin oluşturacağı raporların müzakeresi, 21 Ağustos'ta ise müzakerelerin neticelendirilmesi için yapılacak toplantılar şeklinde devam edecek. 22 Ağustos'ta süreç kesinlik kazanacak.
Toplu sözleşmenin imzalanması halinde karar Resmi Gazete'de yayınlanacak, anlaşma sağlanamaması durumunda ise 23-31 Ağustos tarihleri arasında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvuru ve kurulun karar süreci gerçekleşecektir” dedi.
“HAKKANİYETLİ KARARLAR ALINMASI TEMENNİSİYLE MASAYA OTURUYORUZ”
Başkan Yılmaz, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Başımızın sıkıştığı her noktada imdada kamu çalışanları yetişiyor ama yaşadıkları sıkıntıları giderme azmi yetersiz kalıyor. İşte böyle bir ortamda kamu görevlilerimizin hakları için toplu 7. defa sözleşme masasına oturuyoruz. Bu sene toplu sözleşme görüşmelerinde, çalışanlarımızın bu fedakarlıklarının göz önüne alınarak adil ve hakkaniyetli bir karar alınması umuduyla toplu sözleşme masasına oturuyoruz.
Hepimizin bildiği gibi bundan önce gerçekleştirilen 6 toplu sözleşme süreci, kamu görevlilerinin ve emeklilerimizin mali ve özlük haklarına yeterli katkıyı sağlayamamış, bütün güzel beklentiler büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Gerek toplu sözleşme süresinin verimli kullanılamaması gerekse talepler üzerinde yapılacak pazarlık süresinin çok kısa olması nedeniyle toplu sözleşme görüşmeleri sorunlara çözüm üretmekten uzak kalıyor.
Türkiye Kamu-Sen olarak 2012’den beri bu toplu sözleşme düzeninin değişmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Toplu sözleşme sistemindeki bu aksaklıklar nedeniyle her geçen dönemde biraz daha fazla taleple buraya geliyoruz. Her toplu sözleşme süreci, daha fazla biriken sorunların gündeme taşınmasına, çözülemeyen sorunların zamana yayılarak taleplerin artmasına neden olan bir kısır döngü yaratmaktadır.
Bunun yanında kamu görevlilerinin maaş ve özlük haklarının toplu sözleşme yoluyla tespit edilmesi esas iken son yıllarda pazarlık masasında görüşülmeden, taraflardan görüş alınmadan yapılan birtakım düzenlemelerle karşı karşıya kalmaktayız. Bu durum da kamudaki yapının her geçen gün biraz daha bozulmasına, toplu sözleşmenin öneminin giderek azalmasına, sendikalara olan inancın kaybolmasına, istişare yerine keyfiyete dayalı uygulamaların artmasına neden olmaktadır.
İstişare yapılmadan, muhataplarına sorulmadan gerçekleştirilen her düzenleme yeni sorunları beraberinde getirmektedir. Bunun en bariz örneğini ek gösterge ve ilave ek ödeme uygulamalarında gördük, memur maaş zamlarında yaşayarak tecrübe ettik.
Ek gösterge konusunda, 1. dereceye gelmiş bütün kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmediği için büyük bir mağduriyet oluşmuştur. Memur maaşlarına yapılan artışların yetersiz olmasından dolayı kamu çalışanları geçim acziyetine düşmüştür.
Son olarak getirilen 8 bin TL tutarındaki ilave ek ödemenin taban aylığa yapılmaması sonucunda emekli memurlar bu ödemeden faydalanamamış, memur maaşı ile memur emeklisinin maaşı arasındaki bağ tamamen kopmuş, emekli maaşları asgari ücretin dahi altında kalmıştır.
Hal böyle olunca 22 bin TL’ye yükseldiği ifade edilen en düşük dereceli memur maaşına rağmen bu memurun emekli olduğunda alacağı maaş 9 bin 900 TL düzeyine kadar gerilemiştir. Kaldı ki, en düşük dereceli memur maaşı da zaten 22 bin TL olmamıştır.
Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak kamu görevlilerine ilişkin olarak yapılacak her düzenlemenin sendikalarla istişare edilerek gerçekleştirilmesinin, memurların ve emeklilerin mali ve özlük haklarına ilişkin her kararın toplu sözleşme masasından çıkmasının zorunlu olduğunu ısrarla vurguluyoruz.
Buna ek olarak son dönemde statü hukukuna tabi olan kamu çalışanlarının maaş ve ücretleri, sözleşme hukukuna tabi işçi ücretleri ile kıyaslanmak yoluyla hesap edilmeye başlanmıştır. Bu durum memurların tabi olduğu statü hukukunun nitelik ve öneminin göz ardı edilmesine neden olmamalıdır.
Bu sene Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutlayacağız. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıla dayanan kadim devlet anlayışımızın bakiyesi üstünde yükselmiş, köklü bir kamu yönetimi ve memur geleneğine sahiptir. Güçlü devletler, temsilcisi olan memurlarını da güçlü kılar” diye konuştu.