Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı  Şeref Eroğlu, Türk güreşinin adeta kendisiyle yarıştığını söyledi.

Başkan Eroğlu, “Bu başarılarımızın tesadüfi olmadığını gösterdik. Türk güreşi mücadele ettiği her organizasyonda tarihi başarılar kazanıyor. Geçen yıl Dünya Şampiyonası’nda 65 yıl sonra 4 altın madalya kazandık. Toplamda 8 madalya elde ettik. Türk güreşi olarak Avrupa’da, dünyada ağır sıkleti domine ediyoruz. Başarı çizgimizi korumanın yanı sıra çıtayı daha da yukarıya çıkarmanın amacındayız. Türk güreşi kutlu yürüyüşüne devam edecektir. Başarının ancak büyük hayaller ve hedefler konularak elde edilebilir olduğunu biliyoruz. Her zaman söylediğim gibi tüm rekorlar kırılmak içindir. Büyük düşünüp, büyük oynuyoruz. Bir federasyonun başarılı olabilmesi için idari, mali ve sportif açıdan başarılı olması gerekiyor. Biz bunların üçünü aynı anda halletmiş bir federasyonuz. 1923’te ilan edilen Cumhuriyet ile yaşıtız. Ben geldiğimde Türk güreşini üç ağır sıklete sıkıştırmışlardı. Ne de olsa Rıza, Taha ve Yasemin var, madalya alırlar görüşü hakimdi. Ancak bizim böyle bir lüksümüz yok.” ifadelerini kullandı.

Genç sporcularımızın da madalya mücadelesinde olduğunu belirten Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Dr. Şeref Eroğlu, “Rıza’ya, Taha’ya ve Yasemin’e omuz veren genç kardeşlerimiz var. Burhan Akbudak, Ali Cengiz gibi güreşçilerimiz de şampiyon oluyor artık. 10 sıkletin 9’unda madalya için yarışan bir grekoromen takımımız var. Son Avrupa şampiyonasında Grekoromende birinci, kadınlarda ikinci, serbestte ise üçüncü olduk. Her şampiyonada her seviyede artık tüm takımlarımızla kürsüde yer alıyoruz. 100. yılımızdaki son şampiyonluğumuzdaki başarılarımızı benim de Kahramanmaraş’ta iken yaşadığım deprem bölgelerindeki tüm halkımıza armağan ediyoruz. Onlara biraz olsun moral verebildiysek ne mutlu bize” diye konuştu.

Başkan Şeref Eroğlu, güreşin Türk sporunun lokomotifi olduğunu belirterek, “Rıza 12, Taha 10, Yasemin 6 Avrupa şampiyonluğu yaşadı. Ben de güreşçiliğimde 6 altın madalya kazandım. Toplamda 112 Avrupa şampiyonluğumuz var. Bu çok büyük bir başarı. Türkiye olimpiyat tarihinde toplam 104 madalya kazandı. Bunun 29’u altın madalya olmak üzere 66’sı güreşten geldi” ifadelerini kullandı. Başkan Eroğlu, Rıza Kayaalp ve Taha Akgül gibi dünya çapında tanınan sporcuların yanına her gün yeni isimler eklediklerini belirtti. Güreşte artık takım hüviyetinin ön plana çıktığını anlatan Eroğlu, “Rıza Kayaalp ve Taha Akgül’ün yanına biz Feyzullah Aktürk gibi ikinci Avrupa şampiyonluğunu kazanan bir sporcuyu koyduk. Daha 24 yaşında. Onun yanında 27 yaşında Burhan Akbudak var. Avrupa şampiyonu olmadan dünya şampiyonu oldu. Adem Burak Uzun’u Avrupa şampiyonası öncesi kimse tanımıyordu. 22 yaşında ilk kez A takımda mücadele etti. Hem de dünya ve Avrupa şampiyonu Azerbaycanlı sporcuyu yendi. Serbest güreşte İbrahim Çiftçi’yi bulduk ve 97 kiloda ilk kez madalya aldı. Yine ilk kez A takımda güreşen Emrah Ormanoğlu da üçüncü oldu. 6 sıklette madalya aldık. Kadınlarda da durum böyle. Yasemin Adar Yiğit’in, Buse Tosun’un yanına sürekli birileri geliyor” şeklinde konuştu.