Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 12:50 ALTINFINDIK , VALİ EROL’U AĞIRLADI
- 12:28 NİZAMETTİN MAHALLESİ’NİN GELECEK 5 YILI PLANLANDI
- 12:26 ÖĞRETMENLERDEN VALİ EROL’ A ZİYARET
- 12:22 “ÖĞRETMENLİK EN KUTSAL MESLEKTİR”
- 12:18 “YASA DIŞI TÜTÜNÜN VERGİ KAYBI 100 MİLYAR LİRA”
- 12:13 MOTORLU KARA TAŞITLARI, EKİM AYI İSTATİSTİKLERİ AÇIKLANDI
- 11:59 GÜVENLİ DOĞAL GAZ KULLANIMI İÇİN BUNLARA DİKKAT!
- 11:36 ŞEYHOĞLU’NDAN, “ÖĞRETMENLERİN HAL-İ PÜR MEALİ”
- 11:02 KOKARCA İLE MÜCADELE HIZ KAZANDI
- 11:02 “ÖĞRETMEN AKADEMİSİ” PROJESİ HAYATA GEÇİRİLDİ
- 10:33 ORDU’DA AVCI DÜDÜK ÇALACAK
- 10:33 1.AMATÖR DE 2.HAFTA HEYECANI
- 10:33 SÜPERLERİN 4 MAÇLI GÜNÜ
- 10:33 ORDU 67 LİDERLE KAPIŞACAK
- 16:02 Erkılınç: Kurumumuz resmî ilan hakedişlerinin garantörüdür
ÇOCUKLARDA DUYGUSAL ZORLUK
“Çocuklar için Farkındalık” platformunun kurucusu Klinik Psikolog Güneş Ulus, ampütasyonun çocuklarda yarattığı duygusal etkileri ele alarak çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bilgi veriyor.
ÇOCUĞA NASIL DESTEK VERMEK GEREKİR?
Her şeyin dilde başladığına inanıyorum; afetzede ifadesini kullanmak yerine ‘’afet yaşamış birey’’ ya da ‘’afet yaşamış çocuk’’ ifadesini kullanabiliriz. Afetzede ifadesinin kendisi bile kişinin mağdur durumda olduğunu hissettirebiliyor. Dilin kendisi afet yaşamış çocuğa yaklaşımımızı tamamen farklılaştırabiliyor. Afet yaşamış çocukların acınma duygusu yerine yanında olma, anlaşılma, kapsanmaya ihtiyaçları var.
Öncelikle afet yaşamış bir çocukla bir arada olabilmekle ilgili kendi hislerimize bakmak gerekir. Çocukla kendi çocuğumuz vasıtasıyla mı bir araya geliyoruz, yoksa destek vermek için mi bir aradayız? Tüm bunlar yaklaşımımızda önemli farklar yaratabilir. Bunun için bazı temel prensipleri birlikte ele alalım.
Şunu belirtmekte fayda var; çocuğun yaşına, mizacına, geçmiş yaşam deneyimlerine, bağlanma öyküsüne ve esnek dayanıklılığına göre etkilenme düzeyleri birbirlerinden farklı olacaktır. İki yaşında bir çocuk ile on altı yaşında bir ergenin yaşadıkları ve hissettikleri, olayı algılama biçimleri değişkenlik gösterecektir. Bununla birlikte çocuğun ailesinde birincil figürlerde ya da akrabalarda kayıplar varsa, ev yitirildiyse, şehir değiştiyse bu durumun etkisinin daha büyük olması beklenir; ancak, şunu belirtmeliyim ki tüm bunlara rağmen çocuklardaki esnek dayanıklılık yetişkinlere göre çok daha yüksektir. Çocuklar yaşamda kalmak için çevrelerinde olup bitenlere çok hızlı uyum sağlama eğiliminde olurlar.
Afet yaşamış çocuklarla iletişim konusunu ele alırken belki aklınıza gelen ilk soru “Ne söylemeliyim, nereden başlamalıyım?” olabilir. Afet yaşamış çocukların ihtiyacı, onlara soru sormamızdan ziyade onları dinlemektir. Yaşadıkları felaketin ne büyüklükte olduğu ve kayıplarını sormadan sadece yanlarında olabilmek, onları kendi acımıza odaklanmadan dinleyebilmektir. Bazı çocuklar konuşmak istemeyebilirler; bu durumda kendi sessizliklerinde, onlarla birlikte oturmak da onlara eşlik etmektir. Zaten böyle bir dönemde kelimeler çok kifayetsiz kalıyor.
Eğer okul öncesi dönemden afet yaşamış bir çocukla bir aradaysanız, çocuk sık sık sorular sorabilir ya da oyunları ile afeti ya da sonrasında olanları canlandırabilir, anlatabilir. Anlatması ya da canlandırmasının onu incitebileceğini düşünebilirsiniz, ancak oyunla ya da anlatarak çocuklar bu konudaki kendi hikâyelerini oluştururlar. Çok soru soran bir çocuk ile birlikteyseniz onun anlayabileceği şekilde sakince, sadece merak ettiği kadar bilgiyi ona sunarak yanıtlayabilirsiniz. Sorularını yanıtlarken yorum katmadan ifade edebilirsiniz. Evini, köyünü, yurdunu kaybeden çocukların duyguları daha büyük olabilir. Bu çocuklarda ve gençlerde, davranışlarda zorlanmalar olduğunu görebiliriz. Daha erken yaşlarındaki gibi davranışlar sergileyebilirler, uyumayabilirler, yoğun korku ve kaygı hissedebilirler. Çocuklara kaygı ve korku gibi duyguları hissetmenin normal olduğunu, herkesin böyle bir durumda bu duyguları hissedebileceğini hatırlatarak duygularını normalize edebiliriz.
NASIL HAREKET ETMEK GEREKİR?
Çocuklara ampütasyonu anlatmak zorunda kaldığımız için çok üzgünüm. Ampütasyon kararını bilgilendiren kişi çocuğu takip eden hekim olmalıdır. Öncelikle eğer hastanedelerse hekim, anne ve baba ile iletişime geçmeli ve onları operasyon ile ilgili bilgilendirmelidir. Ampütasyon kararını aileye ve çocuğa açıklayacak hekim, öncelikle bu bilgiyi verirken sakin olmalıdır. Aileden veya çocuktan gelebilecek her türlü duygunun ifadesine açık olmalıdır. Anne baba mümkünse sakin bir ortama alınmalı, hekim uygun bir dille durumu aileye açıklamalıdır. Aileye, duygularını ifade edebilmek için gerekli zamanın verilmesi yararlı olacaktır, bu nedenle bu görüşme için gerekli zaman ayırılmalıdır. Tıbbi terimlerden uzak, açık ve net bir dil kullanılması önerilir. Öncelikle çocuğun sağlık durumunun önemi aktarılır ve ampütasyona neden ihtiyaç duyulduğunun nedenleri anlatılır. Ampütasyon, çocuğun hayatını kurtarmak için alınan yaşamsal bir karardır.
Eğer aile bireyleri yoksa, ideal durum olmamakla birlikte hekim çocuğu bilgilendirebilir. Bir sosyal hizmet görevlisinin bu açıklamaya dahil olması faydalı olacaktır. Çocuğa açıklama yaparken, ‘’bacağı veya kolu kesmek’’ gibi ifadelerden kaçınılmalı, bunun yerine makul ve sakin bir açıklama yapılmalıdır. Örneğin; “Sağlık durumunu değerlendirdik, senin hayatta kalman için en iyisini yapmaya karar verdik. Yaşamına devam edebilmen için bedeninin hasta olan bölgesini almaya karar verdik. Böylece bedeninin diğer bölgeleri sağlıklı olabilecek.” gibi bir açıklama yapılabilir. Açıklamanın, çocuğun yaşına uygun olarak yapılması ve çocuğun soruları olursa bunları yanıtlayabilmek için zaman ayrılmalıdır. Ayrıca çocuğa ilerde oluşabilecek protez desteğiyle ilgili de bilgi verilebilir. Çocuğun hastaneye getirildiğinde ampütasyon aşamasında bilinci açık değilse hemen uyanır uyanmaz, çocuk sakin bir şekilde bilgilendirilmeli ve rahatlatılmalıdır.
DOĞRULAR VEYA YANLIŞLAR VAR MI?
Afet sonrası ampütasyon yaşamış bir çocuk ile karşılaşmak kolay bir durum değildir. Bölgeden pek çok sağlık görevlisi bunu açıklamanın onlar için ne denli zor olduğunu belirtmişlerdir. Ampüte edilen çocuklar uzuv kaybı yaşadıkları için bu duruma alışmaları zaman alacaktır. İhtiyaç duydukları zaman çocuklara verilmeli ve çocuklar en kısa zamanda uzman desteği almalıdırlar. Ampüte edilen çocuklar yaşlarına bağlı olarak da pek çok soru soracaklardır. Örneğin; küçük bir çocuk, ampüte edilen yerden uzvun yeniden çıkacağını düşünebilir ve sorabilir. Bu gibi durumlarda kendi sakinliğimizi koruyarak çocukları net ve doğru bilgilerle yanıtlamak önemlidir. Sorularına yanıt vermediğimiz çocuklar kendi hikâyelerini yazarlar.
Çocuk, uzuv kaybı nedeniyle suçluluk duygusu hissedebilir, yaptığı bir yaramazlık nedeniyle başına bu durumun geldiğini düşünebilir. Bu gibi duyguları paylaşan çocuklara bunun gerçeği yansıtmadığı, uzuv kaybının onların yaptığı ya da yapmadığı herhangi bir şeyle ilgisi olmadığı, hayatlarını kurtarmak için yapıldığı anlatılabilir. Ampütasyon yaşayan çocukların tedavilerinin tamamlanması ve kısa zamanda proteze erişimleri değerlidir; bu süreci atlatabilmeleri için onlara destek olacak, onları tekrar mobil hale getirecektir. Mobil hale gelebilen ve rutinlerini gerçekleştirmeye devam edebilen çocukların ruh sağlıkları olumlu yönde gelişecektir.
Ampütasyon yaşamış bir çocukla bir arada olduğumuzda, en dikkat etmemiz gereken konu kendi acıma duygumuzdur. Eğer bunu yüksek oranda hissediyorsak, iletişimde çocuğa yansıtabiliriz ve bu durum çocuk tarafından hissedilebilir. Bu nedenle kendimizi merkezleyerek, çocukla çocuğun duygusunda kalmak değerlidir. Büyük bir operasyon geçirmiş olsalar da çocuklar çocukturlar; onlar boyamak, anlatmak ve oynamak isterler. Onunla sadece o anda olabilmek, onun yönlendirdiği oyunları oynayabilmek ve anlatmak istediklerini kalpten dinleyebilmek yeterli olacaktır.