Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 14:44 EKİPLER HAZIR!
- 14:32 “ÖĞRETMENLERİMİZ BAŞIMIZIN TACI”
- 13:54 FATSA HATİPLİ’DE YOL SEVİNCİ
- 13:55 ORDU, KIŞ ÇİÇEKLERİ İLE SÜSLENİYOR
- 12:50 ALTINFINDIK , VALİ EROL’U AĞIRLADI
- 12:28 NİZAMETTİN MAHALLESİ’NİN GELECEK 5 YILI PLANLANDI
- 12:26 ÖĞRETMENLERDEN VALİ EROL’ A ZİYARET
- 12:22 “ÖĞRETMENLİK EN KUTSAL MESLEKTİR”
- 12:18 “YASA DIŞI TÜTÜNÜN VERGİ KAYBI 100 MİLYAR LİRA”
- 12:13 MOTORLU KARA TAŞITLARI, EKİM AYI İSTATİSTİKLERİ AÇIKLANDI
- 11:59 GÜVENLİ DOĞAL GAZ KULLANIMI İÇİN BUNLARA DİKKAT!
- 11:36 ŞEYHOĞLU’NDAN, “ÖĞRETMENLERİN HAL-İ PÜR MEALİ”
- 11:02 KOKARCA İLE MÜCADELE HIZ KAZANDI
- 11:02 “ÖĞRETMEN AKADEMİSİ” PROJESİ HAYATA GEÇİRİLDİ
- 10:33 ORDU’DA AVCI DÜDÜK ÇALACAK
UFUKTAKİLER
DURUGÖL
Altınordu Belediye Meclisinden alkışlanacak tavır.
AK Parti, CHP, İyi Parti ve MHP’li üyelerin ortak kararı RET…
Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı Durugöl imar planı oy birliğiyle reddedildi.
Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin 1/5000 planını yapıp 1/1000 uygulama planını da hazırlayarak Altınordu Belediyesine gönderdiği Durugöl alanı, Altınordu Belediyesi İmar Komisyonu ve Altınordu Belediye Meclisi tarafından oy birliği ile ret edilerek mecliste karara bağlandı.
Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin Durugöl’le ilgili 3 ay içinde yeni bir plan hazırlayıp Altınordu Belediye’sine gönderme hakkı bulunuyor.
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Güven, birine herhangi bir kaygı, kuşku ve tereddüt duymadan bağlanmak ve inanmaktır. Sırtını dönebilmek, gerektiğinde kendini ona teslim edebilmektir. Güvendiğiniz kişiye duygularınızı, düşüncelerinizi paylaşırsınız. Güvenin olduğu yerde dürüstlük, yakınlık, destek ve en önemlisi taahhüt vardır.
Güvenilir olabilmek, uzun bir zaman içinde elde edilebilen, ancak çok kısa sürede yitirilebilen bir değerdir. Güvenilirliği kazanabilmek sözlerin ötesinde davranışların da tutarlılığı ile kazanılır.
***
3 Mart Cuma günüydü.
6'lı koalisyonun 13. toplantısının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener masayı terk etti.
Zehir zemberek açıklamalar peşi sıra geldi.
- "İYİ parti bir tercihe zorlanmıştır, bir kıskaca alınmıştır. Dayatmaya boyun eğmeyeceğiz. Ben ve arkadaşlarım ülkemizin 20 yılını harap eden zihniyete karşı ilk günden beri aynı kararlılıkla duruyoruz. 'Ceketimi assam aday ederim' diyenlerin karşısındayız.
- Altılı masanın son toplantısında bir tırnak için anlayışa varıldı. Şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edilmiştir. Anladık ki yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, kutlu bir zafere tercih edilmiştir.
- Biz İYİ Parti'yi bunun için kurmadık. Önce millet önce memleket demekten vazgeçmedik. Vazgeçmeden konuştuk, anlattık, dinlettik, gösterdik. Olmadı, olamadı.
- Bu masa artık potansiyel adayların tartışılabildiği ortak akıldan çıkmış, tek bir adayın tasdiki haline çalışan noter masasına dönüşmüştür. Biz imzamızın ve sözümüzün arkasındayız. Ancak ne kumar ne noter masasında olmayacağız.
- CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'ı adaylığa davet etti.
***
HİKÂYE 1: Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmiş. Yaradana olan aşkı (yılan bile olsa) yaratılana yansımış ve yılana vurmaya kıyamamış.
Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş; ”Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edeceğim” demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve ”Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira vereceğim!” demiş.
Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş. Ailesi dâhil hiç kimseye olanı biteni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştığı için durumunun düzeldiğini zannetmiş.
Oduncu yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Bir gün oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluğa alışmış evinde darlık başlamış. Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını anlatmış. ”Kör kuyunun başına git ve oğlum olduğunu söyle; yılan sana altın verecek!” demiş.
Oğlu inanmamış ama gitmiş. Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikâyenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, ”Kim bilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde!” diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış.
Yılan da can havliyle dönüp oğlanı sokmuş ve öldürmüş. Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oğlu cansız yatıyor.
Yılanda o anda görünmüş; kuyruğu yok ve kanlar içinde. Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş.
Canının parçası oğlu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı… ”Hatalı olan oğlum olmalı!” demiş ve yılandan özür dilemiş. ”Tekrar dost olalım!” demiş. Yılan ise acı acı gülümsemiş: ”Çok isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız!” demiş.
***
06 Mart PAZARTESİ
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 6'lı masadan ayrılmasından 3 gün sonra ittifaka tekrar geri döndü. Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak teklif etti.
Toplantıya saatler kala İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP liderinin bilgisi dâhilinde İYİ Parti lideri Meral Akşener’le görüşüp yeniden masaya davet etti.
Dışarıda kalabalık vatandaşlar hep birlikte slogan atıyordu.
"Birleşe birleşe kazanacağız"
S O N U Ç: - Millet İttifakının adayı Kemal Kılıçdaroğlu…
***
DURUMU YANSITAN BAŞKA BİR HİKÂYE: “Köyün ağası traktörüne binmiş, kasabaya pazara gidiyor. Yolda köyün çobanı Memet’e rastlamış. Memet yürüyerek gidiyor kasabaya. Ağa, Memet’i traktöre çağırmış. Bir süre sonra, ağanın aklına bir muzırlık gelmiş, biraz eğlence olur diye düşünerek traktörü durdurmuş ve Memet’e dönmüş. ‘Ula Memet’ demiş, ‘şu yolun kenarındaki mayısı gördün mü?’ (Malum, köylük yerde hayvan bokuna ‘mayıs’ da denir)
‘He gördüm ağam’ demiş Memet…
Ağa devam etmiş, ‘Ula Memet’ demiş, ‘şu mayısı yersen bu traktörü sana veririm’.
Memet şaşırmış, afallamış. İçinden ‘yav’ demiş.‘ Ömrü hayatımda böyle bir şeye sahip olamam, gözümü kapatıp yersem, bu traktörün sahibi olurum’ diye düşünerek ‘olur ağam, essah mı dediğin?’ diye ağanın teklifini garantiledikten sonra, traktörden inmiş, yolun kenarındaki mayısı bir çırpıda yutmuş.
Ağanın maksadı aslında Memet’le dalga geçmekmiş. Ama olanı biteni görünce o da şaşırmış ve sözünde durarak direksiyondan kalkıp traktörü Memet’e teslim etmiş. Akşama doğru işleri bitince köye dönerken traktörün yeni sahibi Memet, ağayı da alıp köye doğru yol almışlar. Ama ağanın da canı sıkkın, Memet’in de. Ağanın canı sıkkın çünkü, biraz eğleneyim derken gül gibi traktörü çoban Memet’e kaptırmış; Memet’in canı sıkkın, çünkü mayısı yediği köyde duyulunca nasıl aşağılanacağını düşünmüş. Bu düşüncelerle giderlerken, birden traktörü durdurmuş Memet, ağaya dönerek, ‘Ağam’ demiş, ‘bilirim ki senin de canın sıkkın benim de. Bak şu yolun kenarındaki mayısı görürsün, o mayısı yersen, traktörü geri sana veririm’ demiş. Ağa zaten büyük pişmanlık içinde, içine oturmuş traktör, hemen atlamış yola ve gözlerini kapatarak bir çırpıda yemiş mayısı.
Sonra direksiyondan Memet kalkmış, ağa oturmuş.
Köye yaklaşırlarken ağa, Memet’e dönüp
‘Ula Memet, bu traktör kasabaya giderken benimdi değil mi?
‘Evet, senindi ağam’ demiş Memet…
Ağa devam etmiş ‘Kasabadan dönerken de benim değil mi?
Memet, ‘Senin ağam’ demiş…
‘Peki, o zaman Memet.. Biz bu boku niye yedik?’ diye bitirmiş ağa…”