Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 11:52 ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLER İFTARDA BULUŞTU
- 17:34 ŞEHİT AİLELERİ BU BAYRAMDA DA YALNIZ BIRAKILMADI
- 15:27 ŞEHİTLERİMİZ DUALARLA YAD EDİLDİ
- 16:25 AK PARTİ’NİN OYU ARTTI!
- 16:24 YILMAZ: TOPLU SÖZLEŞME KANUNU REVİZE EDİLMELİ!
- 16:24 “İSLAM ÂLEMİNİN BAYRAMINI TEBRİK EDİYORUM”
- 16:23 “RAMAZAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN”
- 15:32 URALOĞLU: TEDBİRLERİMİZİ ALDIK
- 15:04 “BİZ SADECE MİLLETİN YARDIM ELİYİZ”
- 13:48 CHP’Lİ GÜRSOY’DAN BAYRAM MESAJI
- 13:47 MHP’DEN RAMAZAN BAYRAMI KUTLAMALARI
- 13:46 “BAYRAMDA DİYABETLİ HASTALAR İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ”
- 11:57 2.AMATÖRDE 27 GOL ATILDI
- 11:57 ÜNYE GÜCÜ FK KUPASINI ALDI
- 11:57 EYÜPSPOR SÜPER LİG BİLETİ KESTİ
“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU GERİ ÇEKİLMELİ”

Öğretmenlik meslek kanununu eleştiren Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Sezgin Yılmaz, “Haklarımızı ve taleplerimizi içermeyen öğretmenlik meslek kanunu tasarısı geri çekilmelidir” dedi.
Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi gündeme geldiği ilk günden itibaren tartışıldığını belirten Yılmaz, Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okumakta, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemeye çalışmaktadır.
Eğitimin asli bileşenlerinin ve sendikaların görüşünü almadan, öğretmenlik gibi kapsamlı bir mesleği biri geçici, ikisi yürürlük maddesi olmak üzere toplamda 13 maddelik bir yasayla düzenleyip, konuyu büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgemek, iktidarın eğitime, öğretmenlere ve yaptıkları işe ne kadar değer verdiğini açıkça göstermektedir” diye konuştu.
NE YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR?
Müjde diye paylaşılan düzenlemenin asıl amacının öğretmenleri bölmek ve ayrıştırmak olduğu kanun tasarısında açıkça görüldüğünü ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
Türkiye’de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu bulmak mümkün değildir. Siyasi iktidar, öğretmenler arasında var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklemekle kalmamakta, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı (ÖMTK) üzerinden daha da pekiştirmektedir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı, kadrolu öğretmenler açısından da, mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımız açısından da tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Başöğretmenlik, uzman öğretmenlik için vaat edilen maaş farklarının 2023’te ödenmeye başlanacak olması ve 3600 ek göstergenin sadece 1. dereceyi kapsaması, düzenlemenin tamamen seçime endeksli olarak hazırlandığını göstermektedir.
Adaylık sınavının kaldırılması bir müjde olarak sunulurken, sınavın işlevinin bir değerlendirme komisyonuna devredilmesi, öğretmenlerin adaylığının kaldırılmasında bugünlerde yoğun olarak tartışılan mülakat-torpil uygulamasının benzerinin uygulanacağı izlenimi vermektedir.”
Hükümetin tüm eğitim sistemini ve öğrencileri mecbur bıraktığı sınav merkezli eğitim uygulamasına öğretmenleri de katarak, süreci daha da karmaşık hale getirdiği ni de belirten Yılmaz, “Sınava hazırlık sürecinde öğretmenlerin eğitim-öğretim sürecindeki işlerini aksatması bu durumun sınıf içine olumsuz yansıması kaçınılmazdır. Uzmanlık sınavı yaklaştıkça çoğu öğretmen sınıfta ders işlemek yerine sınava çalışmayı tercih edecek ya da yaptığı işe kendini yeterince vermeyecektir.
Tasarıda özel okullarda çalışan öğretmenlere ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Aksi yöndeki iddiaların aksine kadrolu ve sözleşmeli ayrımı devam etmektedir. Bu durum öğretmen istihdamında eşitlik ve eşit işe eşit ücret ilkesine ilişkin en önemli sorun olmayı sürdürmektedir.
Tasarının yasalaşması halinde öğretmenler arasındaki ilişkiler ve mesleki dayanışma bozulacak, statü ve ücret farklılaşması okullarda yeni sorunları ve ayrımları beraberinde getirecektir. Öğretmenler arasında ortaya çıkan farklı statü ve unvanlar, zaman içinde giderek belirginleşen “sınıfsal” ayrışmalara, katı ve hiyerarşik çalışma ilişkilerinin oluşmasına yol açacaktır. Bu durum eğitim emekçilerini karşılaştıkları sorunlara birlikte çözüm üretmede gösterdikleri politik ve mesleki dayanışmadan uzaklaştıracaktır.
Tasarının öğretmen veli ilişkilerini de olumsuz etkilememesi mümkün değildir. Öğretmenlik mesleği ve öğretmenin saygınlığı, öğrenci ve velilerin farklı değerlendirmeleri ile polemiğe açılacak, öğretmenlik mesleği daha da itibarsız hale getirilmiş olacaktır. Çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında sorunlar yaşanması kaçınılmaz olacaktır” diye konuştu.