HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
28 Kasım 2016 Pazartesi Saat: 08:33

ARICILIKTA VE BALDA ÖZNEL SORUNLAR!

Gazetemiz, 2016 yılının bal sezonunun sonuna doğru Arıcılıkta ki sorunları ve balda yaşanan sıkıntıları araştırmaya devam ediyor. Editörümüz Şafak Deliçakar, Altınordu ilçe merkezde sektörün sorunlarını araştırmayı bu haftada
ARICILIKTA VE BALDA ÖZNEL SORUNLAR!

Gazetemiz, 2016 yılının bal sezonunun sonuna doğru Arıcılıkta ki sorunları ve balda yaşanan sıkıntıları araştırmaya devam ediyor. Editörümüz Şafak Deliçakar, Altınordu ilçe merkezde sektörün sorunlarını araştırmayı bu haftada okurlarımız için sürdürdü.

Uzun yıllardır sektöre hizmet veren Altınordu Arıcılık sahiplerinden Ali Özcan, verdiği röportajda Deliçakar’a sektörün öznel sorunları hakkında bilgiler verdi. Deliçakar ile Özcan arasında gerçekleşen röportaj ise şu şekilde kaydedildi:

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Ali Özcan, Arıcılık sektörü aslında sizi yakından tanıyor. Sektörde yaptığınız hizmetler ve verdiğiniz mücadele ise dikkatlerden kaçmıyor. Bu nedenle okurlarımıza sektöre yönelik öznel sorunları sıralamanız mümkünmüdür?

Ali ÖZCAN: Gezginci Arıcıların Yaşadığı Sorunlar Arıcılık Yönetmeliği ile “Gezginci Arıcılık Şartları” belirlenmiştir. Geçmişten günümüze kadar devam eden gezginci arıcılık konusunda yaşanan sorunlar bu yönetmelikle kısmen çözülmüş olsa da halen belli bölgelerde gezginci arıcılar sorunlar yaşamaktadır. Hiç şüphe yok ki bu sorunların başında da güvenlik gelmektedir. Her ne kadar gezginci arıcıların güvenliği o bölgenin güvenlik güçlerince sağlanacağı hükmü yönetmelikte yer alsa da, özellikle vahşi hayvan saldırıları can güvenliği açısından önemli bir sorundur.

Özellikle Doğu Anadolu illerinin bazılarında “Terör” tehdidinin olması da can güvenliği sorununu doğurmaktadır. İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri tarafından belirli kriterler gözetilerek belirlenecek olan konaklama yerlerinde alt yapı tesisleri yoktur. Özellikle sağlık hizmeti veren birimlerin olmaması, küçük müdahalelerle hallolacak hastalıkların ölümlerle sonuçlanmasına sebep olmaktadır.

İlkel şartlarda, dünya ile ilişkileri kesilmiş olarak sezonu geçiren gezginci arıcılar, kış konaklamasına kadar dünyadan izole yaşamaktadırlar. Bu durum iktisadi bir faaliyet ve gelir elde etmek adına yapılan bir tercih olsa da, insanların sosyal hayattan izole yaşamak zorunda kalmaları, modern çağların kabul edebileceği bir durum değildir.

Şafak DELİÇAKAR: Bu alanda hastalık, parazit ve zararlılarla mücadelede gelinen nokta nedir?

Ali ÖZCAN: Hastalık, Parazit ve Zararlılar İle Mücadelede Yaşanan Sorunlar Ülkemizde hastalık ve parazit bulaşmamış bölge kalmamıştır. Arıcılar zamansız, ruhsatsız ve doz ayarı yapılmamış ilaçlar kullanmaktadırlar. Bu durum arı kolonilerinin hayatını tehlikeye atarken bal kalitesini de düşürmektedir. Arıcıların hastalık ve parazitlerle mücadele konusunda eğitilmeleri ve bu konuda yürüttükleri mücadelenin denetlenmesi çok önemlidir. Arıcılarımız mutlaka zamanında, uygun dozda ve ruhsatlı ilaçlar kullanarak ilaçlama yapmalıdır. Zaman zaman naftalinli bal gibi haberler duyulmaktadır, işte bu tür sonuçlar bilinçsiz mücadeleden kaynaklanmaktadır.

Arı hastalıklarıyla mücadele yöntemleri tam olarak bilinmediği için yanlış uygulamalar yapılmaktadır. Bilinçsiz ilaç kullanımının en önemli sebebi arı hastalığının teşhisinin tam olarak konulmamış olmasıdır. Bilinçsiz, zamansız ve uygun dozda olmayan ilaç kullanımı neticesine bal üzerinde ilaç kalıntılarına rastlanmakta ve ihraç edilen ballarımız zaman zaman bu gerekçeyle geri dönmektedir. Son dönemlerde, ballarda “Antibiyotik” kalıntısına da rastlanmaktadır. ”Amerikan Yavru Çürüklüğü” olarak adlandırılan bir hastalıktan dolayı arıcılar arılara yasak olmasına rağmen antibiyotik vermektedirler.

Netice olarak da balda antibiyotik kalıntısı oluşmaktadır. Oysa antibiyotik tedavisi kesin sonuç değildir. Antibiyotik hastalık sporlarını ortadan kaldıramamaktadır. Hastalığın ortadan tamamen kalkması için arıların itlaf edilmesi gerekmektedir, çünkü bu hastalığın bir tedavi yöntemi yoktur. İtlaf durumunda arıcılar için devlet desteği olmadığından, arıcılar antibiyotik ile tedavi yoluna gitmektedirler ve zararlarını minimize etmeye çalışmaktadırlar. Bir diğer önemli sorun ise “Temel Petek” üretiminde standart olmayan tekniklerin kullanılması ve hijyen şartlarına uyulmamasıdır.

Arıcılık yönetmeliğinin 12. ve 15. maddeleri ilaç kullanımına ayrılmış olsa da bu konuda eğitim verilmemiş olması ya da verilen eğitimin yeterli olmamasından kaynaklanan sorunlardan dolayı halen yanlış uygulamalar olmaktadır. Yapılan tüm bu yanlış uygulamalar sonucunda son beş yıldır kitlesel arı ölümleri görülmektedir. İlk arı ölümleri 2007 yılının ilkbaharında Hatay’da meydana gelmiştir. 32.000 koloni kış aylarında ölmüştür.

TEMA Vakfı’nın yaptığı çalışmalarda ve 20.07.2007 tarihinde ODTÜ’de yapılan akademik değerlendirme toplantısında 2006- 2007 kışında Adıyaman’da, Ardahan’da ve Ankara’da % 50- 60 oranlarına varan arı ölümlerinin olduğu belirlenmiştir. 2007-2008 kışında ise Muğla’da %50, Kahramanmaraş’ta %60, Edirne’de %62 oranında koloni kayıpları olduğu tespit edilmiştir. Türkiye genelinde geçirilen iki kışta kaybedilen koloni miktarı % 50’nin üzerindedir.

Şafak DELİÇAKAR: Damızlık ana arı üretimi ile ilgili sorunlarda var. Birazda bundan bahsedebilir misiniz?

Ali ÖZCAN: Damızlık Ana Arı Üretimi İle İlgili Sorunlar Bir arı kolonisinde ana arı, işçi arı ve erkek arı olmak üzere anatomik ve fizyolojik açıdan birbirinden farklı özelliklere sahip üç birey görülmektedir. Bunlardan ana arı, kovan içindeki konumu bakımından, koloninin en önemli bireyi durumundadır. Koloninin verim yönünden ortaya koyacağı performans, iklim ve bitki örtüsünün ortak etkisine ilave olarak büyük ölçüde ana arı ve onun damızlık değeri ile ilgilidir. Ana arının yokluğu, yaşlılığı, verimsiz oluşu ve oğul durumlarında işçi arılar yeni ana arılar üretebilirler. Ancak ana arının bilgisi dışında gelişen bu yenileme olayları, teknik arıcılık esaslarına göre en az iki yıl olan ana arı yenileme süresini 3-5 yıla uzatabilmektedir. Koloninin bal sezonuna güçlü bir şekilde girebilmesi doğrudan ana arının kalitesine ve yaşına bağlı olduğundan arıcının gerektiğinde ana arılarını yenilemek üzere stok ana arılara ihtiyacı vardır. Arıcılığın sürekli gelir getirici olmasını sağlamak için seleksiyon şart olup bu da büyük oranda kontrollü koşullarda üretimi yapılmış genetik değeri yüksek ana arılarla sağlanmalıdır. Arıcılıkta 1 ana arı 1 koloni demektir.

Ana arının performansı ile koloninin performansı doğru orantılıdır. Ana arı ne kadar genç ve vasıflı ise verim de o kadar yüksek olacaktır. Ülkemizin mevcut ana arı üretimi yaklaşık 300.000 olup bu rakam ihtiyacın % 12’sini karşılamaktadır. Buna göre arıcılık sektöründe yıllık 2,2 milyon damızlık ana arı açığı bulunmaktadır. Ana arıların ortalama yaşam süreleri 3-5 yıl olmakla beraber 7 yıla kadar yaşayabilmektedirler. Ancak artan yaş ile birlikte ana arılar giderek daha az yumurtlarlar ve daha fazla oranda dölsüz yumurta bırakırlar.

Bu nedenle teknik arıcılıkta genç, sağlıklı ve verimli ana arılarla çalışmak esas olduğundan kolonilerin ana arıları her 1-2 yılda bir değiştirilmelidir. Ana arıların iğneleri işçi arıların iğneleri gibi “tırtıklı” olmadığından defalarca “sokma” yeteneğine sahiptirler. Ana arı kovanda 16 günde yetişkin hale gelmektedir. Ana arı genetik varyasyonu sağlar ve liderlik yapar. Ana arı döllenerek yumurta bırakmanın dışında da yumurta bırakabilir. Bu durumda ortaya çıkacak arılar erkek olacaktır ve erkek arılar da yiyici olup en fazla 30 gün yaşamaktadır. 1 ana arı 1500-2000 tane yumurtayı 1 günde bırakabilmektedir. Bu da kendi ağırlığının 2 katı bir miktara denk gelmektedir. Türkiye'de yılda damızlık değeri yüksek en az 2,5 milyon ana arı kullanılması gerekmektedir.

Türkiye’den koloni başına alınabilen ortalama 15 kg verimin yükseltilmesinin olmazsa olmaz koşulu yüksek verimli ırklardan, verildiği bölgeye uygun ve yetiştirme kalitesi yeterli ana arı kullanmaktır. Ana arı yenileme sistemi olmayan arıcılıkta yılda en az %30 koloni kaybı ve %50 verim kaybı yaşanır. Saf Kafkas, Saf Karniol, Saf İtalyan, Saf Anadolu ve Saf Muğla Ana Arıları damızlık ana arılardır. Türkiye’de Damızlık Saf Kafkas Ana Arılar Camili ve Posof’ta Macahel Arıcılık A.Ş tarafından üretilmektedir. Camili’de üretilen damızlıklar Karadeniz ve Marmara Bölgelerine, Posof’ta üretilen damızlıklar Doğu Anadolu, İç Anadolu ve diğer bölgelere servis edilmektedirler.

Saf Anadolu Ana Arıları, Kızılcahamam Kırkırca Köyü Kaplan Deresi izole alanında üretilmeye başlanmıştır. Saf Muğla damızlıkları için çalışmalar sürdürülmektedir. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsünde 2007-2012 yılları arasında Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Hayvancılık Genel Müdürlüğü (HAYGEM) Araştırmaları sistemi içerisinde sürdürülen “İzmir Yöresi Bal Arılarında (Apis mellifera L.) Saf Hat Oluşturma Çalışmaları Projesi” sonucunda enstitü arılığında verimli bir arı stoku oluşturulmuştur.

Ayrıca, proje ülkesel olarak gerçekleştirilen ilk ıslah proje olma özelliği de taşımaktadır. Yapılan denetimler sonucunda Enstitü Arıcılık Bölümünce geliştirilen damızlık arı materyali için Bakanlık tarafından “Damızlık Ana Arı Üretim İzni” 19.05.2013 tarihinde verilmiştir. Bu üretim izniyle Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü damızlık ana arı üretim izni alan ikinci kuruluş olmuştur. Ordu Arıcılık Enstitüsü de ana arı yetiştiriciliği konusunda önemli çalışmalar yapıp, başarılar elde etmiş ve halen bu alanda çalışmalarına devam etmektedir. Ticari ana arı üreten işletmelerin en önemli sorunu yetiştirdikleri binlerce ana arı için ana arı üretim alanında yeterli erkek arı kolonisi olmaması ve ana arıların yeteri kadar sperm alamamalarıdır. Bu ana arılar koloni tarafından öldürülmektedir.

Bu sebepten dolayı, ana arı üretimi yanında “Erkek Arı” üretimine de gereken önem verilmelidir. Her ana arı için 10 erkek arıya ihtiyaç vardır. Bu işin standardı böyle olsa da bu standarda da uyulmadığı görülmektedir. Erkek Arı kovanda sadece üreme işine yaramakta ve temel tüketici konumdadır. Sezonun ilk ayları olan Nisan-Mayıs’ta kovanda yeterli miktarda erkek arı bulunsa da sezon sonuna doğru erkek arıya ihtiyacı kalmayan arılar erkek arıları kovan dışına atmaktadır. Bu durumda ise erkek arı sayısında ciddi bir yetersizlik ortaya çıkmaktadır. Arıcılarda “Erkek Arı” kavramının ortaya çıkartılması gerekmektedir. Erkek arı yetiştirmek hem zahmetli hem de masraflıdır.

Şafak DELİÇAKAR: Sektörünüzde ki eğitim sorunları hakkında neler söylemek istersiniz?

Ali ÖZCAN: Eğitim Sorunu Ülkemizde, özellikle tarım sektöründe hemen hemen her üretim tekniği “babadan görme metotlar ve alışkanlıklarla” yapılmaktadır. Arıcılıkta da durum böyle olup komşudan veya arıcılık yapanlardan usta çırak ilişkisi ile öğrenilmektedir. Bakanlık kuruluşlarınca verilen kurslar sadece belge almaya yaramakta, yetiştiricilik ve bal üretimi konusunda kalıcı bilimsel doneler rağbet görmemektedir. Yöremizde arcılıkla ilgilenenlerin önemli bir bölümü “emekli memur” türünden eğitimli insanlar olsa da algılama gücünün yüksek olması ile bu konuda eğitimli olmak aynı anlama gelmemektedir.

Arıcılık bir üretim şekli olup kendine has kuralları ve kriterleri vardır bu nedenle de işin özünde eğitim vardır. Birçok üniversitede arıcılık kürsüleri varken, arıcılık yüksekokul programları açılmışken, her Gıda Tarım ve Hayvancılık müdürlüğünde arıcılık uzmanı olarak görevlendirilen kişiler bulunuyorken modern arıcılık teknikleri hala üreticiye benimsetilememiştir.

Ordu Arıcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğünde ise eğitim çalışmaları kapsamında, üreticilere, üreticilere hizmet veren kişilere ve bulunduğu bölgelerde arıcılarımız ile arıcılığa yeni başlayacak kişilere yardımcı olacak Bakanlık Taşra Teşkilatlarında çalışan, Hizmetiçi Eğitim Programına alınan ilgili personele, “Arıcılık-Arı Ürünleri Üretim Teknikleri-Ana Arı Yetiştiriciliği, Arı Sağlığı, Arı Ürünleri ve Ambalajlama, Laboratuar Teknikleri” konularında eğitim verilmektedir.

Bu eğitimlerin, arıcılık hususunda eğitimli ve bilgili personeller ile teknik donanımlı, uygulamaya dönük mekanlar da verilmesi gerekmektedir. Eğitim sürecine dönük olarakta özel çiftlikler kurulmalı ve temel teknikler uygulamalı olarak gösterilmelidir. Bu süreç yeterli dokümantasyon ile de desteklenmelidir. Yetkili organların bunu yerine getirmeleri önemli bir konudur.

Petekli Ballardaki Temel Peteklerin sağlık koşullarına uygunsuzluğundan kaynaklanan sorunlar Petekli bal üretimi ve tüketimi dünyanın hiçbir ülkesinde olmayıp sadece Türkiye'ye mahsustur. Türkiye'de maalesef naftalin kalıntısız ve parafin katkısız temel petek bulunmamaktadır.

Bu naftalinli ve parafinli temel petekler balla tüketilmektedirler. Naftalin de parafin de petrol ürünüdür ve kanserojendirler. Petekli bal tüketim alışkanlığı olan tüketicilere temel petekleri yemeden petekli balları nasıl yiyecekleri anlatılmamaktadır. Bu konu üzerinde durulması gereken önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Ali Özcan, sizi gazetemizin haftanın röportajında konuk etmekten büyük bir haz duyduk. Eminim ki sektörünüzde ki geçimini bu yoldan sağlayan tüm arıcılarımız verdiğiniz bilgilerle aydınlanma fırsatı bulmuş olurlar. 2016 yılının son aylarına geldiğimiz bu günlerde başta size ve bütün camianıza 2017 yılında gönlünüzce hayırlı bir sezon geçirmenizi temenni ediyor, başarılar diliyorum.

Ali ÖZCAN: Sayın Deliçakar, bende başta şahsınıza ve gazeteniz Ordu Yeni Haber’e şahsım ve camiam adına çok teşekkür ediyorum. Tıpkı fındıkta olduğu gibi arıcılıkta ve balda sektörümüzü yakından takip ederek sorunlarımızın duyurulmasında büyük bir emek ve fedakarlık gösteriyorsunuz. Bende gazetenize ve okurlarınıza sevgi ve saygılarımı sunuyor, sizinde başarılarınızın devamını arzu ediyorum.

 

Anahtar Kelimeler : ARICILIKTA, VE, BALDA, ÖZNEL, SORUNLAR!

Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız