Emek Partisi Gürgentepe İlçe Başkanı Dursun Akdal, Gürgentepe’de belirlenen maden sahasının ihaleye çıkarılacaklar listesinde yer aldığını belirterek, “Gürgentepe ilçemizin suyunun, ormanının, tarım arazilerinin; yaşamımızın tehdit altında olmasına göz yummayacağız.” dedi.

            EMEP Gürgentepe İlçe Başkanı Dursun Akdal yaptığı açıklamada, “Türkiye genelinde maden sahalarını hızla çoğalıyor. Bundan Ordu ilimiz de fazladan etkileniyor. Fatsa’da siyanürle altın madeni işletmeciliği yaşanan felakete örnek oldu. Aynı tehlike Gürgentepe’nin de kapısını çaldı.

            Fatsa, Ünye, Kabadüz, Ulubey, Mesudiye, Altınordu ilçeleri başta olmak üzere tüm ilçelerimizde küçüklü büyüklü yeni maden sahaları ya ihale edildi ya da edilmek üzere. Şimdi ilçemizde Işıktepe-Direkli- Okçabel-Tepeköy arasında madem sahası ihale aşamasında. Gürgentepe’deki bu bölge daha önce de ihale edilmiş ancak şirket çalışmaya başlayamadığı için ruhsat 12.04.2012 tarihinde iptal oldu. MAPEG sayfasında 08.10.2020 tarihinde yeniden ihale edilecek maden sahası kapsamına alındı. İhale her an yapılabilir.” diyerek Gürgentepelileri birlikte mücadeleye çağırdı.

            Hazırlıklı olunmalı

            Akdal maden sahasının yerini de belirterek, “Biliyoruz ki, maden sahası ilan edilen Işıktepe, Direkli, Tepeköy ve Okçabel arası tarım arazileri ve ormanlık alan. Ekonomik olarak sıkıntılar yaşıyoruz ancak toprağımızda yaşamaktan memnunuz. Fatsa’da olduğu gibi burada da işletmeye açılacak maden sahası nedeniyle huzurumuz kalmayacak. Tarım arazilerimiz, ormanlarımız, sularımız olumsuz etkilenecek.

            Emek Partisi olarak yerli ve yabancı sermaye lehine, üretici köylülerimiz aleyhine olan bu maden sahasının ihale edilmek istenmesini protesto ediyoruz. Hep birlikte siyasi görüş, kimlik ve inanç farklılığı gözetmeden toprağımıza, suyumuza; geleceğimize sahip çıkmalıyız.

Ülkemizin emperyalist-kapitalist devletlerin ve şirketlerinin pazarı haline getirilmesine izin vermeyelim. Maden ve enerji şirketlerinin lehine yapılan yasa değişikliğinin iptali için mücadele etmek zorundayız. Bu talan ve yağma politikalarına karşı demokratik halkçı iktidar mücadelemizle toprağımızı, suyumuzu, ormanımızı koruma mücadelesi birlikte verilmelidir.” dedi.