HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
15 Ekim 2016 Cumartesi Saat: 11:56

KÜÇÜKAĞAOĞLU: KAVGA DEĞİL, AKLI ÖN PLANA ALMALIYIZ

Gazetemiz köşe yazarlarından Berkant Doğan, TBMM 25. Ve 26. Dönem Genel seçimleri MHP Ordu Milletvekili adayı Uğurcan Küçükağaoğlu ile Ordu’nun temel sorunları ve geleceğini ele aldıkları röportajda önemli mesajlar ortaya çıktı.
KÜÇÜKAĞAOĞLU: KAVGA DEĞİL, AKLI ÖN PLANA ALMALIYIZ

Gazetemiz köşe yazarlarından Berkant Doğan, TBMM 25. Ve 26. Dönem Genel seçimleri MHP Ordu Milletvekili adayı Uğurcan Küçükağaoğlu ile Ordu’nun temel sorunları ve geleceğini ele aldıkları röportajda önemli mesajlar ortaya çıktı.

Doğan ile Küçükağaoğlu arasında gerçekleşen röportaj ise şu şekilde kaydedildi:

 

Berkant DOĞAN; Sayın Küçükağaoğlu, öncelikle gazetemizin her hafta gerçekleştirdiği haftanın röportajı sayfamıza konuk olduğunuz için teşekkür ediyorum. Ordu’yu tanımlamak gerekirse nasıl tanımlamak lazım? Ordu Sanayi mi, Turizm Kenti mi? Neden?

 

Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU; Sayın Doğan, bende şahsınız nezdinde Ordu Yeni Haber Gazetesi ailesiyle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duymaktayım. Öncelikle bu söyleşi için teşekkür ediyor ve çalışma hayatınızda başarılar diliyor, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

            Ordu, doğal güzellikleri ve yerleşimi itibarı ile deniz ve insanın en rahat kucaklaşabildiği, mavi ile yeşilin buluştuğu, her mevsimi ayrı bir güzel olan, insanı sıcak, samimi ve ilk defa bu şehre geleni kendine aşık edebilen, kültürel birikim ve zenginlikleriyle kendini gösteren Türkçesi güzel olan Karadeniz’in incisi ve sosyal bir şehirdir.

Aynı zamanda, Ordu dışında bulunan bütün hemşerilerimiz için de sevdası yüreklerde hep coşkuyla yaşanan ve hasret duyulan bir şehirdir.

Ordu, sanayi ile ilgili istihdam yaratmış, üretime yönelik altyapısı ve ekonomiye sanayi açısından pek katkı sağlayan bir şehir değildir. Tarıma dayalı sanayi geliştirilebilir ve dikkate alınmalıdır.

Coğrafi, iklim, deniz ve ekolojik yapısı ile kültür ve sanat zenginlikleri de göz önüne alındığında sanayiden çok bir turizm şehri olmaya adaydır. Dolayısıyla yatırımları ve kalkınmayı da buna göre planlamak gerekir.

Küresel ısınma gibi ekolojik olaylar yaşadığımız dünyamızın gelecekte yeşile hasret kalacağını göstermektedir. Ülkemiz Karadeniz bölgesi de yeşilin ayakta kalacağı bir yerdedir. Bu sebeple mevcut coğrafi güzellikler iyi değerlendirildiğinde karşımıza bir kırsal turizm potansiyeli çıkar. Sahili ve yaylasıyla bir turizm şehri olarak hem kendi hem de ülke ekonomisine artı değer katabilir. Dolayısıyla şehrin kalkınmasında turizm ön plana çıkabilir.

Bunu için öncelikli olarak büyük turizm firmalarının bu şehre ilgi duymalarını ve yatırım yapmalarını sağlamak gerekir. Şöyle geriye dönüp bakıldığında şehirdeki otel sayısı çok net görülür.

Ayrıca bu şehir sanat değeri ve kültürel birikimi olan bir şehirdir. Bu kültür sanat değeri turizm ile birleştirildiğinde ekonomiye ciddi katkı sağlayacak hamleler gerçekleştirilebilir.

Ordu aynı zamanda bir kıyı yani deniz şehridir ve hem turizm hem de ticaret olarak denizden yeterince istifade edilememiştir. Dolayısıyla kırsal turizmin geliştirilmesi yanında deniz turizmi ve ticaretinin de geliştirilmesi şehrin ekonomisine önemli katkı sağlayacaktır.

Şehrin kalkınmasında hem yöneticilere hem de sivil toplum kuruluşları ve müteşebbislere önemli görevler düşmektedir. Kavga ile değil aklı ve sevgiyi ön plana alarak ortak hedefimiz “bu  şehrin kalkınması” olmalıdır. Şehir için aynı ortak dili kullanabilmeli ayrılıkları değil birliktelikleri çoğaltmalıdır.

Turizm ön planlı kalkınma için şehre ait kuzey-güney, doğu-batı bağlantılı yolların tamamlanması önemlidir.

 

Berkant DOĞAN; Ordu’nun ekonomide kalkınması için Arap sermayesine ihtiyaç var mı?

Ekonomimiz nasıl kalkınabilir?

 

Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU; Gelişme ve kalkınmasın sağlanabilmesi için elbette sermayeye ihtiyaç vardır. Bunun öncelikle yerli sermaye olması tercih edilir. Yerli sermayenin oluşabilmesi içinde teşvik ve destekleyici politikalar ve yatırım öncelikleri olmalıdır. Bunun dışında mevcut ekonomik sistemimiz içinde kalkınmanın sağlanmasında yabancı sermayeye sıcak para akışı açısından ihtiyaç duyulmaktadır.

            Bu sermayenin Arap ya da başka bir ülke olması değildir önemli olan. Elbette nakit temini ve sıcak para açısından, petrol kaynakları da düşünüldüğünde ve iktidarın mevcut politikaları da göz önüne alındığında yabancı olarak Arap sermayesi öncelik almaktadır.

            Şehrimizin coğrafi güzellikleri, ekolojisi ile yerleşimi dikkate alındığında kendi gelecekleri açısından da Arap sermayesinin ilgisini yoğun bir şekilde çekmektedir.

Görüldüğü kadarıyla şehrin tanıtılmasına bu yönde öncelik verilmiştir. Burada önemli olan sermayenin gelişiyle demografik dokunun değişmemesidir. Sermaye getirelim diye yabancılara mülk edinmeye müsaade edilmemelidir.

            Öncelikli yerli sermayenin oluşması sağlanmalı şehrin kalkınması için deniz ve kırsal turizm birlikte düşünülmelidir.

 

Berkant DOĞAN; Şehrin kalkınabilmesi için Fındık yeterli mi? Başka ne gibi alternatifler yapabiliriz tarım sektöründe?

 

Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU; Hepimizin bildiği gibi Fındık sadece bu şehrin değil ülkemizin ana tarım ürünlerinden biridir. Ne yazık ki izlenen politikaların yanlışlığıyla Fındık ve üreticinin durumu her geçen gün kötüye gitmektedir. Dünya lideri bir Fındık üretiminden ekonomiye olan katkısı azalan bir duruma gelinmiştir.

            Evet bu şehrin ana tarım ürünü, üreticinin geçim kaynağı ve kalkınmasının ana lokomotifi Fındıktır. Bu sebeple Fındığa alternatif bir üretim değil aksine hem üretim alanı hem de fiyat politikası olarak Fındığın durumunu düzeltir bir planlama yapılmalıdır.

            Alternatif ürün olarak düşünülen Kivi, yeterli ekonomik katkıyı sağlayamamıştır. Bu ürün alternatif olmasından ziyade ana ürün Fındık ve sonrası için planlanmalıdır. Üretim olarak da daha bakım gerektirir.

            Ayrıca özellikle iç ve yüksek ilçelerimizde Hayvancılık yeniden canlandırılmalı, buna bağlı olarak üretim tesisleri kurulmalı ve istihdam yaratılmalıdır.

            Yine tarım üretimi olarak Arcılık gereken değerini tekrar almalıdır.

             Kıyı şehri olması dolayısıyla deniz ürünleri ve Balıkçılık daha da canlandırılarak ekonomiye katkısı sağlanmalıdır.

            Tarım ürünleri hobi olarak değil ekonomik verimlilikleri dikkate alınarak planlanmalıdır.

            Tarım ürünleri ile birlikte yetiştirilen ürünle ilgili tarım sanayi de teşvik edilmelidir.

            Böylece yeni istihdam imkanları oluşturularak kırsaldan göç önlenmelidir.

            Kırsal türizmi geliştirici tarım ürünleri tesisleri ve müteşebbisler teşvik edilmelidir.

 

Berkant DOĞAN; Ordu’nun her köşesini işgal eden araçlara çözümünüz nedir?

 

Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU; “Boztepe’ye çıkmalı, şu Ordu’ya bakmalı” ne güzel söylüyor türkümüzde. Evet çıkıp baktığımızda büyüleyici bir şehir ve doğal güzellikle karşılaşıyoruz. O zaman bu şehrin kıymetini bilenlerden olmak gerek.

             Bütün şehirler yerleşim itibarıyla Batı yönüne doğru gelişir ve büyür. Oysa Ordu şehrimiz batısında Boztepe ve onun eteklerine kurulu bir şehir olduğundan coğrafyası gereği doğu yönüne doğru büyüme göstermektedir. Şehre girildiğinde yoğun ve insanı usandıran bir araç trafiği karmaşası vardır. Şehrin sokakları yıllardır aynı kalmış ama insan yoğunluğu ve buna bağlı olarak trafiğe çıkan araç sayısı hep artmıştır. Hele de yaz ayları ve bayramlarda bu yoğunluk daha da çok kendini göstermekte ve mevcut yollar yetersiz kalmaktadır.

            Ayrıca doğu ve batıyı birbirine yani Avrupa’yı Asya’ya bağlayan karayolu transit geçişi de düşünüldüğünde bir çileye dönüşmektedir.

            Turizm odaklı bir kalkınma hedeflendiğinde trafiğin durumu daha da karmaşık olmakta ve insanları bezdirmektedir.

            Şehir merkezindeki araç yoğunluğu acilen bertaraf edilmeli, sınırlandırılmalı buna göre düzenlemeler yapılmalıdır. Otoparklar ve alt üst geçiş yolları ana arter yollarda yapılmalı, şehirde ise raylı ve toplu taşıma sistemine öncelik verilmedir.

            Araç trafiği karmaşası şehrin olumlu bütün imajını da bertaraf edebilir ve turizm potansiyelini kazanalım derken, şehri insanların geleceği, gezeceği bir yer değil gelmek istemeyeceği bir yer haline getirebilir.

            Şehre hizmet edenlerin bu bakışta olmaları gerekir. Özellikle Belediyelere bu konuda büyük sorumluluk düşmektedir.

 

Berkant DOĞAN; Ordu’lu seçimlerde nasıl bir yol izlemelidir?

 

Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU; Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ve bunu inanarak, samimiyetle ve yürekten söylüyorum, bu şehri ve insanını karşılıksız seviyorum. Dolayısıyla bu şehre ve insanına fayda getiren, iyi ve olumlu olan bütün hizmetleri alkışlıyorum, eksikliklerinde yiğitçe söylenmesi gerektiğini ve eleştirilerin dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.

            Kendini temsil edecek kişilerin ulaşılabilir olmalarına öncelikle dikkat etmeliler. Yani sizi temsil eden insanlar, samimi, ulaşılabilir, dürüst, bilgi birikimi, hizmet aşkı, bilimi ön plana alan, insan ve vatan sevgisi ile milli kimlik ve feraset sahibi olanlardan olmalıdır.

            Çünkü bu şehir ve bu ülke güzel olmaya ve güzel ve ehil insanlarca temsil edilmeye layıktır.

            Ülkemiz, gerek ekonomik ve gerekse terör ve küresel güçlerin hain tertipleriyle karşılaştığı zor bir dönemi yaşamaktadır. 15 Temmuz gibi çok hain ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini işgal planını acı bir şekilde yaşamıştır. Duamız böyle bir durumun bir daha yaşanmamasıdır. Bunun için ise Devleti yöneten kadroların tecrübesi ve samimiyeti çok önemlidir. Bu çok acı tecrübe bile bize bu vatanın gerçek sahibinin, samimi ve riyasız inanmış Türk milliyetçileri, ülkücüler ve Milliyetçi Hareket kadrolarının olduğunu göstermiştir. Söz konusu Vatanın bütünlüğü, Devletin dirliği ve Milletin birliği ise hiçbir siyasi ikbal düşünmeden Ülkücüler, Türk Milliyetçileri darbenin, zulmün ve ihanetin her türlüsüne karşıdır ve asla boyun eğmemiş, eğmeyecektir. Devleti ve Milletine en samimi inançla bağlıdırlar. “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” inancıyla MHP Genel Başkanı Sn. Dr.Devlet Bahçeli bu süreçte ilk ses veren ve feraseti gösteren olmuştur. Türk milliyetçileri riyasız sever ve yetki verildiğinde milli bir bakış ile ilim ve sevgiyle milletinin hizmetindedir. Milliyetçi Hareket kadroları bu yetkiye taliptir. Atalarımızın şehit kanlarıyla bize emanet bırakılan vatan toprağını gelecek nesillere, bölünmeden ve daha güçlü bir Türkiye olarak bırakmak ana ülküsüdür.

            Bu sebeple çok sevgili hemşerilerimiz bu yaşananlardan ders çıkarmalı ve önümüzdeki seçimlerde milliyetçi hareket kadrolarına temsil yetkisi vermelidir. Çünkü Devletin milletiyle kucaklaşmasının ve vatanın bölünmemesinin teminatı Türk Milliyetçileri ve ülkücülerdir. Milliyetçi kadrolar bunu başarabilecek bilgi, donanım, tecrübe, fikir ve gönül sevgisi ve hizmet aşkına sahiptir.

            Ben hem güzel şehrim Ordu’yu hem de ülkemi çok seviyorum. Hem şehrimi hem de ülkemi daha iyi yaşanabilir hale getirmenin ülküsündeyim.

 

            Sözlerimi doğup büyüdüğüm ve bir sevda olan güzel şehrim ORDU ve insanına atfettiğim şu mısralarla seslenerek bitirmek isterim.

                            

            BENİM ŞEHRİM

 

            Kurulmuştur eteklerine Boztepe’nin,

            İnci bir gerdan gibi benim şehrim.

            Bürünse de sessizliğe karanlığında gecenin,

            Şems olup parıldayandır benim şehrim.

 

 

            Sırrı Paşa ne de güzeldir sokağı,

            Selimiye de bir tarihtir Paşa Konağı.

            Aziziye, Tabyabaşı, Güzelyalı, Keçiköy,

            Dillerde söylenen bir türküdür benim şehrim.

 

            Elmalı, Şarkiye, Düz Mahalle, Bucak,

            Sımsıcak insanıyla açar sana kucak.

            Eskiden gelir Kemer köprüsüyle Bülbül deresi,

            Akandır dereleri yukarı benim şehrim.

 

            Çocukluğumun geçtiği Yeni Mahallem,

            Ne çok özlemişim onlar benim ailem.

            Hatıralarım bugün gibi hep taze ve canlı,

            Her kucaklaşman ayrı bir heyecandır benim şehrim.

 

Olmuş şimdi İsmet Paşa yeni Fidangör,

Büyümüş şehrim, bir kalabalık, gel gör.

Yakışmış bu gerdana salkım gibi Teleferik,

Unutulmaz bir sevgidir benim şehrim.

 

Sahili, en güzel yeridir Karadeniz’in,

Buluşmuştur her tonu mavi ile yeşilin,

Cenneti olmaya adaydır şimdi turizmin,

Hayran bırakır baktığında Boztepe’den benim şehrim.

 

On dokuz Eylül karşılandığı gündür Ata’nın,

Zaferi Milli’sinde vardır bu vatanın.

Bir daha ayrılmaz sevgilidir düşenin yolu,

Bir bitmez aşktır benim şehrim ORDU.

 

Berkant DOĞAN: Sayın Küçükağaoğlu, şiirle finaliniz bir harika idi. Bizlerde bundan sonraki yaşantınızda ve siyasi kariyerinizde başarılarınızın devamını diliyoruz.

Uğurcan KÜÇÜKAĞAOĞLU: Sayın Doğan, bende şahsınızın ve tüm Ordu Yeni Haber Gazetesi sahip ve çalışanlarınızın bundan sonraki yayın hayatınızda da hep başarılarınızın devamını temenni ediyorum. Bütün okurlarınıza selam ve dualarımla esenlikler diliyorum.

 

           

 

 

 (HABER MERKEZİ)

Anahtar Kelimeler : KÜÇÜKAĞAOĞLU:, KAVGA, DEĞİL, AKLI, ÖN, PLANA, ALMALIYIZ

Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız