KESK’e bağlı Ordu Şube Platformu, 10 Ekim 2015’de Ankara Garı’nda yapılan kanlı eylemi ve son günlerde art arda yapılan terör olaylarını düzenledikleri yürüyüş ve eylemle kınadı.

Tahıl Pazarında gerçekleşen eyleme CHP Ordu İl Başkanı Atilla Şahin ve Altınordu İlçe Başkanı Mustafa Kemal ile parti üyeleri de eşlik etti. KESK Ordu Şube ve Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Ahmet İncedere tarafından tertiplenen tepki eyleminde şehitler için saygı duruşu yapıldı, mumlar yakıldı ve alana karanfiller bırakıldı.

Eylemde basın açıklaması yapan KESK Ordu Şube Başkanı Ahmet İncedere, saldırı dalgasının dur durak bilmediğini söyledi.

İncedere; “10 Ekim 2015 Cumartesi günü Emek ve Demokrasi Güçleri olarak DİSK, KESK, TMMOB, TTB olarak Emek Demokrasi barış mitingi düzenlemiştik. Burada şu anda aramızda alınan arkadaşları anmak için buradayız. Arkadaşlarımızın anısı önünde saygı ile eğiliyoruz. Emeğimizi, sevgimizi, barış taleplerimizi demokrasi ve emek mücadelemizi alanlarda haykırmak için alanlardaydık.

Bizim bu masum taleplerimizi bombayla bastırmak, sindirmek istediler. Ülkemizi karanlığa boğmaya yöneldiler. Ankara Garı önünde 101 şehidimizin aydınlık yüzüyle karanlığı aydınlığa çevireceğiz. Arkadaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız. Arkadaşlarımızın bize bıraktığı bayrağı aldığımız yerden emek ve demokrasi mücadelesini yürüterek taşımaya devam edeceğiz” dedi.

Darbecilere tacizcilere karşı mücadelemizi büyüterek, örgütleyerek yürüteceğiz diyen İncedere şöyle devam etti; “Her türlü darbeye de OHAL’e de her türlü teröre de hayır diyoruz. Bugün Şemdinli’de, dün Ankara’da yapılan canlı bomba tehditleri demokrasi mücadelemizi engellemeyecektir.

Biz eşitlik, özgürlük, adalet istiyoruz. KESK’e saldırıyı demokrasiye saldırı olarak değerlendiriyoruz. Arkadaşlarımızın anısı önünde taleplerimizi haykırıyoruz. Esnek çalışma, taşeronlaşma, sözleşmeli çalışmalar derhal kaldırılsın. Mülakatla öğretmen alımlarına son verilsin.

Parasız sağlık, parasız kamusal eğitimde tasarruf edilemez. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için demokratik yaşama derhal dönülmelidir. Sözleşmeli çalışmaya geçiş yapılarak kamu da mutlak güvencesizleştirme, kuralsız ve esnek çalıştırma ile hepimizin her an işine son verilebilir. İşimize ve geleceğimize sahip çıkmak için amasız, fakatsız bir araya gelmek zorundayız. Ya da sırayla hedef olacağız” diye konuştu.

İhraç edilen eğitim emekçilerine de dikkat çeken İncedere; “672 sayılı KHK ile daha önce açığa alınan 50 bin 875 eğitim emekçisinden 28 bin 163’ü ihraç edildi. Hemen ardından okulların açılmasına 10 gün kala 11 bin 301 eğitim emekçisi bir kokteyl gerekçesiyle açığa alındı. 9 bin 800’ü KESK’e bağlı sendikamız Eğitim Sen üyesi. Ardından farklı illerde yeni soruşturmalar başlatıldı.

Saldırı dalgası dur durak bilmiyor. 2016-2017 eğitim-öğretim yılına öğrenciler öğretmensiz başladı. Pek çok okul açılamadı, bir milyonun üstünde öğrencinin eğitim hakkı engellendi. Proje okulların adı altında eğitim-öğretimi dinselleştirme çalışmaları içindeler. Laik, bilimsel, demokratik eğitim kademe kademe yok ediliyor” şeklinde konuştu.

KESK’in tutum ve taleplerini de sıralayan İncedere daha sonra şunları kaydetti; “Darbe sonrası, OHAL uygulamaları ve KHK’larla yüz bini aşkın kamu emekçisi tasfiye edildi. Hukuksuzluk diz boyu. Hukuksuz uygulamalara, haksız yaptırımlara karşı konfederasyonumuz KESK’in tutumu nettir. Sadece kendi üyeleri için değil, hangi görüşten ve nereye mensup olursa olsun, tüm kamu emekçileri adına bu hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edecektir.

KESK, hukuksal, maddi, manevi dayanışma ve mücadeleden bir adım geriye atmayarak tüm kamu emekçilerinin haklarını sonuna kadar savunacak ve bir direniş ve eylem hattını aşağıda ki talepleriyle OHAL kaldırılsın, Kanun Hükmünde Kararnameler geri çekilsin, kamu emekçileri derhal işlerine geri döndürülsün.

Bütün kamu emekçilerine sesleniyoruz. Kendi sıramızı beklemeye, belki savuştururuz kolaycılığına sığınmamaya, herkesi bir direniş hattını kurmaya ve omuz omuza mücadele etmeye, iş güvencemize ve geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.” (Haber Şafak DELİÇAKAR)