Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 14:40 “BU KUTLU YOLDA BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ”
- 14:35 “EMANETİNİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
- 14:06 ARAÇ SAYISI 200 BİNE DAYANDI
- 14:04 GÜBRELEMEYİ İHMAL ETMEYİN!
- 13:11 “GELECEĞİMİZİ HEP BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ”
- 13:02 ORDU TURİZMİNE KAZANDIRILACAK
- 12:57 MAHALLELER OTOPARKA KAVUŞUYOR
- 11:54 “TÜKETİCİ ÜRETİM AŞAMASINDA KORUNMALI”
- 11:51 GÜLER, ÜNİVERSİTELİLERLE İFTARDA BİR ARAYA GELDİ
- 11:50 GAR VE İSTASYONLARDA ÜCRETSİZ Wİ-Fİ
- 11:39 “AMACIMIZ, KONFORLU BİR ULAŞIM AĞI SUNMAK”
- 11:24 ORYANTİRİNG HEYECANI ORDU’DA BAŞLIYOR
- 11:12 KADIN SPOR DİBİ MESKEN TUTTU
- 11:12 FB,23. SIRAYA YÜKSELDİ
- 11:11 2.AMATÖRDE 20 GOL ATILDI
“KORONAVİRİS SALGINI YENİ ANLAYIŞLAR, YENİ ARAYIŞLAR ORTAYA ÇIKARACAK”

Ordu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Baş;”Korona virüs salgını yeni anlayışlar, yeni arayışlar ortaya çıkaracak” dedi.
“DAYANIŞMA ÖNEMLİ.”
Korona virüs salgınının yeni anlayışlar, yeni arayışlar ortaya çıkaracağını ifade eden Ordu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Baş; ”Bu krizi atlatacağız. Ülkemize güveniyoruz. Ama bu kriz bize bazı yeni değerler yeni kavramlar öğretiyor, öğretmeli diye düşünüyorum. Dayanışma kelimesi dayanışma duygusu önemli. Bireysel bencil yaşamlarımız ile yüzleşeceğiz. Öyle markete gidip bütün makarnaları, bütün temizlik malzemelerini almak yok. Bizden sonra gelecekleri de düşünmeliyiz. Komşularımızı, sağlık çalışanlarını düşünmeliyiz” diye konuştu.
“PAKET 83 MİLYON İÇİN YETERSİZ”
Gerek açıklanan İstikrar Kalkanı paketi, gerekse daha sonra alınan tedbirler iyi niyetle yapılan düzenlemeler olduğunu vurgulayan Baş; “ Bu paketler 83 milyon için bugün yetersiz. Bizimle aynı nüfusa Almanya, Fransa gibi ülkelere baktığımızda bizim paketin neredeyse 10-15 katı büyüklükte. Kısa Çalışma Ödeneği önemli. Bu fondan öncelikle İçişleri Bakanlığı genelgesi ile işyerleri kapatılan işverenler ve onların yanında çalışan işçiler yararlandırılacak. Sonra mücbir sebep halinde yer alan işyerleri ve diğerleri. Şuana kadar ikiyüzbin civarında bir başvuru olduğu, iki milyona yakın işçini bu fona müracaat ettiği ifade ediliyor. Bu süreç bize ülkemiz için Mali Müşavirlerin çok önemli bir yük üstlendiklerini bir kez daha gösterdi. Kısa çalışma ödeneğine müracaatları muhasebeciler, bankalar kredi kullandıracak evrakları muhasebeciler hazırlayacak; adeta bu kriz döneminde işimiz daha çok arttı. Üstelik bu iş artışının karşılığında parada almıyoruz. Krizde müşterilerimize bu ilave işleri çoğumuz ücretsiz yerine getiriyoruz” diye söyledi.
MERT CAN ERSOY - Kovid-19 salgını ile mücadelede Ülkemizin aldığı önlemleri nasıl buluyorsunuz?
BAHADIR BAŞ - Dünyada, koronavirüs salgının etkilemediği ülke kalmadı. Ülkemizde ilk vakanın ortaya çıktığı 11 Mart tarihinden itibaren önemli tedbirler alındı. Okulların kapatılması, yurtdışı uçuşların kapatılması, yurtdışından ülkeye giriş yapanların karantinaya alınması, yakın temasın olduğu bazı sektörlerin (kıraathane, kafeterya, hamam, internet kafe, oyun salonları v.b) ivedilikle kapatılması, peşinden kuaför, berber, güzellik merkezlerinin kapatılması, 65 yaş üstü ve 20 yaş altının sokağa çıkma yasağı uygulamaları gerçekten önemli adımlar. Önemli kararlardır.
Bilim Kurulunun kurulması ve bu kurulun ortak aklı ile salgına müdahale etmesi, bazı yerleşim yerlerinde karantina uygulaması kararlarının çabuk alınması ve en önemlisi Sağlık Bakanı sayın Fahrettin Koca’nın şeffaf bir şekilde süreci yönetmesi ve kamuoyuna güven vermesi kriz yönetimi adına olumlu ve güçlü adımlar olarak görüldü.
Ancak umre dönüşü yaşanan kaos ve son olarak 30 büyükşehir ve Zonguldak’da iki günlük sokağa çıkma yasağı ilanı ve sonrasında yaşanalar maalesef yapılan pek çok olumlu çalışmayı önemli ölçüde sekteye uğrattı.
Salgın ile ilgili istatistiklere baktığımızda vaka sayısı diğer ülkelere benzer bir şekilde yüksek oranda artıyor. Ancak ölüm olaylarında dünyaya benzer bir artış yok. Hatta bizim ölüm oranlarımız çok düşük. Bu bizim için sevindirici bir durumdur. Bunda ülke nüfusumuzun genç olmasının, sağlık ekipmanlarımızın (100.000 hastaya düşen yatak sayısında 40 ile dünyanın en iyi durumdaki ülkesiyiz) ve sağlık çalışanlarımızın kalitesi ve çabasının önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Bu vesileyle bütün sağlık çalışanlarımıza minnettar olduğumuzu ifade ediyorum. Belki yarınlarda daha zor şartlarda çalışacaklar doktorundan, hemşiresine, hasta bakıcısına, güvenliğine hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
MERT CAN ERSOY - Sokağa çıkma yasağının Ülkemizde yarattığı krizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
BAHADIR BAŞ - Öncelikle insanları niye sokağı çıktı diye eleştirmek veya sokağa çıkan vatandaşlarımızı cahillik ile suçlamayı doğru buluyorum. Bu seçkinci bir yaklaşım. Kibirli bir yaklaşım. Bu yaklaşımın kendisini sorunlu görüyorum. İnsanımızın sokağa çıkması bir refleks. Savunma mekanizması. Biz insanımızın sokağa çıkmasını değil, bu kuralın koyuluş ve uygulanış şeklini eleştirmeliyiz. İnsanların sokağa çıkma yasağı nedeniyle panik halinde bakkallara, büfelere, benzin istasyonlarına akın etmesi sosyal mesafenin hiçe sayılması gerçekten üzüntü verici ve yaşanan o kaos görüntüleri salgının yayılmasını artırabilecek bir ortam sağladı. Bu kadar mücadele belkide uzmanlık alamanımız değil ama heba oldu. Umarım olmamıştır. Sokağa çıkma yasağı tedbiri çok erken saatlerde açıklanabilirdi veya 24.00 dan sonra açıklanabilirdi. Bu kaos ortamı oluşmayabilirdi. Bunun sorumlusu vatandaş değil uygulamaya yön verenlerdir veya veremiyenlerdir. Cuma akşamı 22 ile 24 arasında yaşanan görüntülerden rahatsız olmayan kimse yoktur sanırım.
MERT CAN ERSOY - Koronavirüs İle İlgili Alınan Ekonomik Tedbirleri Nasıl Değerlendiriyorusunuz?
BAHADIR BAŞ - Öncelikle sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan 100 milyar liralık 19 maddelik İstikrar Kalkanı paketi genelde iş dünyasına finansal destek ifaden eden bir niteliğe sahipti. 19 maddenin en önemi maddesi 14’ncü sırada yer alan Kısa Çalışma Ödeneğinden (KÇÖ) yararlanma şartlarını kolaylaştıracağını ifade eden düzenleme idi. Tabi KGF kredilerinin limitinin artırılması, bankaların kredi ödemelerinde öteleme yapması, vergi ve sgk primlerinin belirli sektörlerde 6 ay ertelenmesi, dar gelirlilere 1000 TL ödeme yapılması gibi diğer maddeleride yer almaktaydı.
Paketin peşinden bir milyon dokuzyüzbin gelir vergisi mükellefi için mücbir sebep hali ilan edildi ve nisan mayıs ve haziranda bunların ödeyecekleri KDV ve MUHTASAR vergileri altı ay ertelendi. Buda gerçekten piyasada geçicide olsa nefes aldıran bir çalışmaydı.
Bir başka çalışma ise Kamu Bankalarından işadamına ve esnafa uygun kredi verilmesi konusunda çalışma yapıldı. Piyasa henüz bankalardan gerekli kolaylığı görmediklerini ifade etmekteler.
Yine elektirk ve doğalgaz ödemelerinin ertelenmesi ile ilgili kanuni düzenleme yapıldı. Cumhurbaşkanına bu konuda yetki verildi. Kira ödemeleri ile ilgili düzenleme yapıldı.
Gerek açıklanan İstikrar Kalkanı paketi, gerekse daha sonra alınan tedbirler iyi niyetle yapılan düzenlemeler. Bu paketler 83 milyon için bugün yetersiz. Bizimle aynı nüfusa Almanya, Fransa gibi ülkelere baktığımızda bizim paketin neredeyse 10-15 katı büyüklükte. Tabi bu ülkelerin kaynakları ile ilgili bir mesele. Bizim kişi başına gelirimiz ile onların kişi başına geliri farklı. Bizim bütçe büyüklüğümüz ile o ülkelerin büyüklük ve refah durumu farklı.
Ülkemizin açıkladığı paketler devam edecektir. Hem ülkemizi hem dünyayı bu süreçten sonra büyük bir durgunluk, büyük bir işsizlik sorunun beklediğini söyleyebiliriz. Ancak ülkemiz salgını kısa zamanda atlatır ve şirketlerimiz çabucak rehabilite edilebilirse bu süreçten çok büyük zarar görmeden çıkabiliriz. Ben dünyada Çin başta güven kaybeden ülkelerin bu güveni kola kolay tekrara kazanabileceklerini zannetmiyorum. Kim bundan sonra made in Çin yazan bir tişörtü giyer. Bir telefonu kullanır. Birlikte yaşayıp göreceğiz.
MERT CAN ERSOY - Kısa Çalışma Ödeneğinden Bahsedermisiniz. Bu İşverenlere mi Verilen Bir Hak. Yoksa İşçilere mi Verilen Bir Hak?
BAHADIR BAŞ - Kısa Çalışma Ödeneği; olağanüstü durumlarda İşsizlik sigortası fonundan sağlanan bir destekdir. Bu fona krizden etkilenen işverenler müracaat ediyor. Ancak ödemeler işçiye yapılıyor. Bu konuda işçilerin bu fondan yararlanabilmesi için iki şartı taşıması gerekiyor. Son üç yılda en az 450 gün sigortasının olması ve bu fona müracaat tarihinden önce kesintisiz 60 gün sigortasının olması gerekiyor. İşçiler bu fona başvurabilir mi? Hayır kesinlikle başvuramaz.
İşverenin bu fona müracaatı için gerekli şart ise en az 4 hafta işine arar vermesi veya işyerinde çalışma saatinin en az 1/3’ü oranında işe azaltılması gerekiyor.
Bu fondan öncelikle İçişleri Bakanlığı genelgesi ile işyerleri kapatılan işverenler ve onların yanında çalışan işçiler yararlandırılacak. Sonra mücbir sebep halinde yer alan işyerleri ve diğerleri. Şuana kadar iki yüz bin civarında bir başvuru olduğu, iki milyona yakın işçini bu fona müracaat ettiği ifade ediliyor.
Kısa çalışma ödeneğine müracaatta fazla belge istenirken artık belge sayısı azaltılmıştır. Kısa çalışma ödeneğine işverenler muhasebecileri ve mali müşavirleri aracılığı ile müracaat etmişlerdir. Bu konuda meslektaşlarımız üzerine düşen sorumluluğu kamusal bir iş yapmanın bilinci ile yerine getirmişlerdir. Biz başından beri çalışmasına devam eden bazı sektörler dışında bütün işverenlerin bu kapsama alınmasını ve hiçbir müracaat şartı olmadan bu işin yapılmasını söyledik. Hem bürokrasiyi azaltmak hemde bu kriz ortamında insanların sağlıklarını korumak için ifade ettik.
Bu İşsizlik fonundan kullandırılan para aslında işçinin ilerde işten ayrıldığında alacağı işsizlik parasından kullandırılmakta. Yani ilerde işçi işten atılırsa 10 ay işsizlik maaşı alması gerekirken burada üç ay yararlanmış ise üç ay noksan alacaktır.
MERT CAN ERSOY - Mali Müşavirler Kriz Sürecinden nasıl etkilendiler?
BAHADIR BAŞ - Öncelikle biz ülkemize hizmet etmenin, kamusal hizmet sunmanın gururunu yaşıyoruz. On’a yakın meslektaşımızı kaybettik bu salgın nedeniyle. Hepsine rahmet diliyorum. Biz muhasebeciler ilk günden beri önce insan önce sağlık diyoruz. Biz belgeye dokunarak, müşterilerimiz ile bir araya gelerek salgının artmasına, yayılmasına sebep olabiliriz diyoruz. Beyannamelerin, bildirgelerin bu salgının pik yaptığı nisan ayında alınmamasını, bu ayda verilmesi gereken ne kadar beyanname varsa Temmuz ayına ertelenmesini talep ediyoruz. Biz iş yapmayalım demiyoruz. Devlet kendisi nisan ayında verilecek beyannamelerin bir kısmının verilme tarihini temmuz ayına erteledi. Bunların ödemesini ekim ayına erteledi. Kalan beyannameler içinde bu erteleme yapılmalı ve bizler evimizde kalarak yaşamlarımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirmek istiyoruz.
Bu süreç bize ülkemiz için Mali Müşavirlerin çok önemli bir yük üstlendiklerini bir kez daha gösterdi. Kısa çalışma ödeneğine müracaatları muhasebeciler, bankalar kredi kullandıracak evrakları muhasebeciler hazırlayacak; adeta bu kriz döneminde işimiz daha çok arttı. Üstelik bu iş artışının karşılığında parada almıyoruz. Krizde müşterilerimize bu ilave işleri çoğumuz ücretsiz yerine getiriyoruz. O yüzden hem iş yükü artan, hem büyük bir Koronavirüs tehditi altında iş yapan hemde gelirleri azalan bu meslek üyelerinin sağlıkçılar gibi alkışlanması, saygı duyulması gerekiyor.
Oda olarak bu süreçte eğitimlerimiz devam ediyor. İşkur İl Müdürümüz ile sosyal medya üzerinden yaptığımız canlı yayını 18.000’nin üzerinde meslektaşımız izledi. Yine uzaktan bağlantı ile akşamları sosyal medyada hocalarımız ile meslektaşlarımızı buluşturuyoruz. Bu salgın döneminde bile sürekli değişen mevzuatlar ve uygulama ile ilgili bilgileri meslektaşlarımız ile paylaşıyoruz. Faaliyetlerimiz yüz yüze eğitimlerden sanal e/eğitimlere taşındı.
Yine bu süreçte genel başkanımız Sayın Emre Kartaloğlu önemli çalışmalara imza attı. Meslektaşlarımız için kredi imkânı, sorunlarımızın kamuoyunda anlatılması ve salgından etkilenen meslektaşlarımıza sosyal yardım bunlar son bir ayda camiamızın önemli kazanımları. Bu konularda büyük bir zaman harcayan genel başkanımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
MERT CAN ERSOY - Son olarak neler söylemek istersiniz?
BAHADIR BAŞ - Bu krizi atlatacağız. Ülkemize güveniyoruz. Ama bu kriz bize bazı yeni değerler yeni kavramlar öğretiyor, öğretmeli diye düşünüyorum. Dayanışma kelimesi dayanışma duygusu önemli. Bireysel bencil yaşamlarımız ile yüzleşeceğiz. Öyle markete gidip bütün makarnaları, bütün temizlik malzemelerini almak yok. Bizden sonra gelecekleri de düşünmeliyiz. Komşularımızı, sağlık çalışanlarını düşünmeliyiz. Bundan sonra dünyanın neresinde olursa olsun bir çevre felaketine, bir susuzluk, yoksulluk felaketine insanlık artık seyirci kalmayacak. Ve dayanışma ile bu sorunlar çözülebilecek.
Bir başka kavram önemli hale geliyor. Yaşama hakkı. Çok basit, sade bir şekilde yaşamak istiyoruz. Büyük markaların kıyafetlerine, büyük alışveriş merkezlerine, lüks restoranlara gerek kalmadan işte şimdi evlerimizde yaşadığımız gibi basitçe yaşamak önemli olacak. Tüketim çılgınlığı hastalığından belki de bu salgın ile kurtulacağız.
İnsan ihtiyaçlarının sınırsız olduğu iddiasının bir masaldan ibaret olduğunu bu kriz gözler önüne serdi. Sınırsız olanın yardımlaşma, dayanışma ve yaşam olduğunu hepimize gösterdi. Koronavirüs salgını siyasetten, spora, sanata; yaşamın her alanında yeni anlayışlar, yeni arayışlar ortaya çıkaracak. Daha insan odaklı, daha anlayışlı, daha tarım odaklı, daha üretim odaklı, daha çevre odaklı yeni bir dünya sanırım bizi bekliyor… Bunları birlikte yaşayıp göreceğiz…