Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, plajlarda yaşanan boğulma vakaları ve Ordu’nun sağlık alanındaki eksiklerini gündeme getirdi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Adıgüzel şunları ifade etti:

“Yaz aylarının gelmesiyle birlikte boğulma vakaları da beraberinde geldi. Dün Çaka plajında üç boğulma vakası oldu. Şu anda yoğun bakımda tedavileri sürmektedir. Vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Ordu’da sadece Temmuz ayında bana ulaşan beş ölümlü boğumla vakası var. Bu plajlarda cankurtaran bulunsa bile bunun yanında tıbbi müdahaleyi yapacak olan ambulansın bulunması şart. İnsan hayatının dakikalarla kurtarılabileceği bir müdahaleden bahsediyoruz. Nasıl ki yayla şenliklerinde nüfusun arttığı yerlerde bu hizmeti sağlıyorsak hepsi toplam 2 aylık yaz sezonunda sabah 10’dan akşam 5’e kadar yoğunluk olan birkaç plajımızda ambulans bulundurmamız gerekiyor. Bunu hayati buluyorum. Göreceksiniz onlarca çocuğumuzu insanımızı kurtarma imkânımız olacak.

Yine sağlıkta hastane eksikliği konusu aciliyetini koruyor. Tıp fakültesi hastanesi bir an önce yapılmalıdır. 2002 den beri 17 yıldır Ordu'da hekimlik yapıyorum. İlk göreve başladığımda, 17 yıl önce yani AKP’nin iktidara geldiği tarihte burada SSK hastanesi, doğum evi, devlet hastanesi olmak üzere üç tane kamu hastanesi vardı. Şu anda SSK hastanesi ve doğum evi araştırma hastanesi bünyesine katılmış olarak yine 3 tane kamu hastanemiz var. 17 yıldır sağlık alanında Ordu’da tek bir yatırım yok.

Ben 2008’de kamudaki görevimden ayrılırken başhekim yardımcısıydım. Hastanenin arkasında kamulaştırılan alanda 300-400 yataklı üçüncü bir blok hazırlık yapmıştık. Proje kabul edilmişti. Ancak daha sonrasında uygulamaya geçilmedi. Eski pazardaki şehir hastanesiyle ilgili bir tasarruf gelişti. Aynı dönemde tıp fakültesi hastanesi için üniversite yer göstermişti ancak şehir hastanesi yüzünden o da yattı. Yani bir şehir hastanesi yüzünden hem devlet hastanesinin kapasite artırımı iptal edildi hem de tıp fakültesinin gelişmesi engellendi. Ordu sağlık alanında 10 yıl kaybetti. Şu anda tıp fakültesi giderek kan kaybediyor. Öğretim üyeleri istifa ediyor, araştırma görevlileri atanmıyor. Belki öğrencilerin 4-5-6. sınıfları başka illere gönderilecek. Bunu Ordu’ya yapmaya kimsenin hakkı yok. Şu anda devlet hastanesinde radyoloji randevuları 20-30 güne çıkmaya başladı. Bunu yaptırıp doktora gidiyorsunuz bu defa tomografi isterse bir 20 gün de onu bekliyorsunuz. Hasta randevu aylarca gelip gitmek zorunda kalıyor. Yoğun bakım yataklarındaki yetersizliği dile getirdim. Bu konuda da bir çözüm üretilemedi. Her gün yoğun bakımdan il dışına hasta sevki yapılıyor. Biz de aracı oluyoruz ilgileniyoruz. Ancak çözüm sevk etmek değil. Belli ki yoğun bakım yatak sayısı yetersiz. Kötü yönetim ve karmaşa var. Stat için o büyük paralar harcanıyor. 150 milyondan bahsediliyor. Ama şehrinizin bir takımı yok. Ancak hasta çok hastane yok. Bu nasıl bir plansız programsız kötü yönetimdir. Sağlık gibi hayati önemli bir alanda bir an önce bu durumun düzelmesi lazım.

Ordu Devlet hastanesinde araç gereç eksikliği zaten vardı.  Şimdi de tuvalet kâğıdı, eldiven gibi en basit temel ihtiyaçlar karşılanamıyor. Neden? Çünkü idari zafiyet var.

Geçmişte 20-30 hekim arasından atanan efsane başhekimler vardı.

1000’e yakın doktor olan ilde başhekimlik yapacak bir doktor bulunamamış il dışından atama yapılıyor. Neden? Çünkü o başhekimi de başkası yönetsin diye.  

Birçok hastanede branş uzmanı yok. İç ilçelerdeki durum vahim boyutlarda.

Koskoca Ünye devlet hastanesinde yeni doğan doktoru yok. Çocuklar kuvezlerle sağa sola yollanıyor. Ordu birçok konuda Türkiye’nin gerisinde kaldı ama sağlıkta dibe vurduk.”