Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 15:59 OBB’DEN GÜLYALI’YA ALTYAPI
- 15:36 MİNİK ÖĞRENCİLERE SU TASARRUFUNUN ÖNEMİ ANLATILDI
- 15:36 “ÖĞRETMENLERİMİZİN YANINDA OLMAK İSTİYORUZ”
- 15:33 “SUYUMUZ AZALIYOR ETKİN KULLANIM ŞART”
- 15:20 “BAYRAMDA 100-120 MİLYAR TL CİRO BEKLENİYOR”
- 15:19 ALTINORDU BELEDİYESİ’NDEN ANLAMLI ETKİNLİK
- 15:18 YETİM VAKFI ÇOCUKLAR İÇİN SEFERBER OLDU
- 14:36 PAZAR 2,52 ORDU 1
- 14:35 İKİ ALTIN,BİR GÜMÜŞ MADLAYA İLE DÖNDÜ
- 14:35 AKÇAY,CEZA REKORTMENİ
- 14:36 KIRIKKALE ORDU’DAN ŞEN DÖNDÜ
- 13:20 TÜRK BÜRO SEN’DEN “GÜN SAZAK” YARIŞMASI
- 13:18 TAGEM’DEN MALTA’YA BÜYÜK DESTEK!
- 15:50 ŞENTÜRK: NEVRUZ, BİRLİKTİR, KARDEŞLİKTİR!
- 14:22 ŞANLITÜRK: AYRIM YAPMADAN BÜTÜN BELEDİYELER DENETLENMELİDİR!
EMEKÇİLER UMUTLARINI 1 MAYIS’A TAŞIDI

Ordu'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları KESK’in öncülüğünde ve siyasi partilerin katılımı ile gerçekleştirildi.
Ordu'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları, KESK Şubeler Platformu bünyesindeki sendikaların öncülüğünde yapıldı. Cumhuriyet meydanında gerçekleştirilen kutlamalara Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Vatan Partisi, Emek Partisi, TKP’nin yanı sıra Eğitim İş Sendikası da katıldı.
Cumhuriyet Meydanında ilk olarak 1 Mayıs 1977 olaylarında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından bir konuşma yapan KESK Dönem Sözcüsü Sezgin Yılmaz, “İnsanca bir yaşam, emek, demokrasi ve özgürlük için 1 mayıs’a. Güzel günler için, 1 Mayıs’a” çağrımıza katılan herkese çok teşekkür ediyoruz. Emek, Mücadele ve Dayanışma Günümüz 1 Mayıs’a sorunlarımızın hiç olmadığı kadar ağırlaştığı bir dönemde giriyoruz. Siyasal iktidarların yıllardır hayata geçirdiği, emek düşmanı düzende, en temel haklarımız tek tek yok ediliyor” dedi.
Cumhuriyet Meydanında yaklaşık Bin 400 kişiye seslenen Yılmaz; “Yoksulluk ve güvencesizlik girdabının içine çekiliyoruz. Aynı işi yapmamıza rağmen, farklı istihdam çeşidi ile bölünüyoruz. Kadrolu-güvenceli istihdam ortadan kaldırılarak, sözleşmeli, geçici, güvencesiz istihdam yaygınlaştırılıyor. Açlık sınırına yakın bir yaşam sürmeye zorlanıyoruz. Emekliliğimizde sefalete itiliyoruz.
KDV, ÖTV başta olmak üzere dolaylı vergilerin yükü bizlerin sırtına yıkılıyor. Geçmediğimiz köprülerin, hizmet almadığımız şehir hastanelerinin paraları, bizim cebimizden çıkıyor. Demokrasinin, adaletin, laik bir yaşamın, barışın, kardeşliğin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tamamen ortadan kaldırılmak istendiği bir ülkede emeğin haklarından da söz edilemeyeceğini yaşayarak öğreniyoruz. Irk, din, mezhep ve siyasi ayrımlar körüklenerek işçiler, emekçiler bölünmeye ve kışkırtılmaya çalışılıyor.
Grevler yasaklanıyor, sendikal hak ve özgürlüklerimiz alabildiğine daraltılıyor. Siyasetçiler, gazeteciler, öğrenciler, sendikal mücadele yürütenler tutuklanıyor. OHAL ile fiilen yok edilen iş güvencemizi kalıcı olarak ortadan kaldırmak için kuralsız, esnek, güvencesiz istihdam yaygınlaştırılıyor.
Kadınlara yönelik şiddet, taciz, çocuk istismarları artarken vatandaşın, sosyal medya paylaşımlarına kadar inceleyip ceza yağdıranlar, kadınları ve çocukları korumak yerine emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir diyen kadınlara yönelik baskılarını artıyor
Devlet hastaneleri özel hastanelere dönüşüyor. İşsizlik rakamları hızla büyüyor. İşsizliğin; faturası kadınlara yıkılarak, kadın sömürüsü artırılıyor. “Tüm taşeron işçilere ayrımsız kadro” sözü verenler, taşeron çalışmayı, ‘kadro müjdesi’ diye yutturmak istiyor. Hem “yerli ve milli” olmakla övünüp, hem de halkın birikimlerinin ürünü kamu kurumlarını yok pahasına sermayeye peşkeş çekerek, özelleştirme rekoru kıranlar, ülkeyi tarım ve temel gıda ürünlerinde dışarıya bağımlı hale getiriyor. Uluslararası dev holdinglerin çıkarı için halkın sağlığı tehlikeye atılıyor.
Ülkenin stratejik işletmelerini, fabrikalarını birkaç yıllık kâr karşılığında, arazileri ile birlikte satıp çalışanları işsiz bıraktılar. Şekerden tütüne, enerjiden kâğıda, etten samana ülkeyi dışarıya bağımlı hale getirdiler. “Reform”, “dönüşüm” gibi yaldızlı, süslü kavramlarla temel haklarımızı ortadan kaldırdılar.
Çalışma hakkımızı, iş güvencemizi fiilen ortadan kaldırmak için OHAL KHK leri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere yasalarda, yönetmeliklerde anayasaya aykırı olarak kalıcı değişiklikler yaptılar” diye konuştu.
Yılmaz, daha sonra şunları kaydetti; “Emeğimiz, ülkemiz, geleceğimiz için 1 Mayıs’a!, Gücünü bizi bölmekten alanların dayattığı sömürü, yoksulluk ve baskıya karşı; bu ülkenin emeğiyle yaşayan çoğunluğu, işçiler, kamu çalışanları, mimar-mühendis-şehir plancıları, hekimler, emekliler, açlık/yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkûm edilenler, işsizler, çalışırken ölmek, sakat kalmak, tükenmek istemeyenler, yaşamı savunanlar, vahşi sermaye düzenine karşı işini, ekmeğini, ülkesini ve geleceğini savunanlar, emek, barış, demokrasi, eşitlik, özgürlük, laiklik ve halkların kardeşliğini; sermayenin ve tek adam rejiminin kuşatmasına karşı savunanlar, 1 Mayıs’ta alanları doldurmaya devam edeceğiz.
Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü! Türkülerimizle ve Halaylarımızla Kol Kola, Omuz Omuza Haydi Güzel Günlere, Umudu ve Mücadeleyi Büyütmek İçin Haydi, 1 Mayıs’a!”
Konuşmaların ardından kalabalık söylenen şarkılarla 1 Mayıs kutlamalarını tamamladı. Kutlamalarda herhangi bir olay yaşanmadı.