RAMAZAN AYI VE UZUN YAZ GÜNLERİ

          Ramazan ayı kameri takvimde yer alan bir ay olması nedeniyle kameri takvim güneş takvimine göre 10-11 gün kısa olması sonucunda, oruç ibadetimiz 33 yılda bir miladi takvimimize göre aynı zaman dilimine rast gelmektedir.

         Böylece değerli kardeşlerim yılın her mevsimi Ramazanla bereketlenmektedir.Ramazan her eve misafir olduğu gibi her mevsime ,her aya da misafir olarak o zamana da bereket katmaktadır.

         Bunları iyi bilen mü’minler Ramazan’ın yaz aylarında ,sıcak günlere denk gelmesini, bir şikayet konusu değil,bir şükür konusu olduğunu bilmektedir.

 Şunu ifade etmek isterim ki;tutamayacak kadar hasta olanlara,güç yetiremeyenlere, emzikli ve hamile bayanlara,has-talara,yolculara ve belli mazeretleri olanlara dinimiz oruç tutmamaları için ruhsat vermiştir. İnsanlar niye oruç tuttuklarını bilmeleri gerek-mektedir.Netice itibariyle oruç, bir aç kalma dönemi dönemi değildir.Oruç ; kalple,gönülle,dille,gözle,tefekkürle ve mideyle tutulur.Midemizin aç kalması,işin sadece bir kısmıdır.Aslına indiğimizde oruç ibadetini kimin için ve niçin tuttuğumuzu düşünerek ibadetlerimizi zenginleştirmeliyiz.orucumuzu sadece açlık olarak algılarsak korkarım ki geriye tamamladığımızda sadece açlık yanımızda kalacaktır.

         Orucun manevi boyutuna odaklaşır,bu esnada paylaşmaya ,sabra,Allahın bizlere bahşettiği nimetlere şükretmeye ve hep Onun huzurunda olduğumuzu fark etmeye yönelirsek inanıyorum ki bu sıcak yaz günleri de çok daha kolay geçecektir.

         Ramazan ayı bizim için bir manevi bir arınma, yücelme,kendimizi sorgulama ve her an Rabbimiz’le olduğumuzu daha yakından hissetme ayıdır.Millet olarak bu ayın önem ve hassasiyetini bilen  ve anlayan kullar olarak gereken azami maddi ve manevi kaynaşmayı yakalamak durumundayız.

Sehl İbni Sad radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;

Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez. Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 43; İbni Mâce, Sıyâm

         Dünyada iken Ramazanın manevi zenginliğinden istifade ederek, gücümüz yettiğince koşuşturan  kimseler olmalıyız.

Yüce Allah Kur’an-I Kerimde ;Oruç,sayılı günlerdedir.Sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar.Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır.Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.(Bakara 183)

Değerli kardeşlerim bu ayın mükafatları hususunda koşuşturan kullar olmalıyız,bu günleri ve ayları bir daha yakalayamayabiliriz gelin hep birlikte gönül dünyamız da koşuşturalım.

Günün sözü;  Ey yolcu,aklını başına al.

         Vakit geçti,ömür güneşi batmaya yaklaştı.(Mevlana)

(Haber Merkezi)